24 Aralık 2008

Bursaspor : Kayıp Potansiyel


Bazı şehirler vardır adı size futbolu çağrıştırır adeta futbol ile yoğrulmuştur mayası. Büyük bir potansiyel vardır hep hissedersiniz. Şehrin adını duyduğunuzda aklınıza ilk gelen Futbol Takımı'dır. Taraftarı takımı inanılmaz sahiplenir adeta başkandan daha başkandır yeri geldiğinde. Zaman zaman fanatizme kaçan görüntüler sergilenir maçlarında ama en büyük itici güç olmayı da başarırlar takımlarının arkasında. Evet, Süper Lig'de Anadolu Fubolu denince Trabzon'dan sonra akla ilk gelen kulüp olan Bursaspor'dan bahsediyoruz. Bir Eskişehirspor da bu profile rahatlıkla uydurulabilir ama Bursaspor'u ilk sıraya koymak yanlış olmaz herhalde.

Armasının renklerini şehrin doğasından almış, 45 yıllık tarihinde 37 yıl aralıksız toplamda 39 yıl Süper Lig'de mücadele etme başarısını göstermiş bir takım Bursaspor. TFF 1. Lig'de bile mücadele ederken 2004-2006 yıllarında ortalama 18000 seyirciye oynamak Süper Lig'de bile bir çok takımın sahip olamadığı bir desteğin göstergesi aynı zamanda. Bu bile sahip olunan potansiyeli çok net biçimde ortaya koyuyor. Böyle bir potansiyele sahipseniz sizden beklenen bir futbol kültürüne sahip, standart bir başarı düzeyini yakalamış bir futbol takımına sahip olmanızdır. Oysa bugüne kadar rastlanmayan bu görüntü uzun süre yakalanamayacak gibi görünüyor şu an yaşananlar bakılınca.

Başkan ve teknik ekibe sırtını dönmüş bir taraftar grubu var ortada. Sezon başından beri 2 teknik direktör ayrılmış durumda. Samet Aybaba başarılı olmasına rağmen Beşiktaşlı kimliği ile bir türlü kabullenilmedi camia tarafından ve sonu ayrılık oldu. 7 haftadır takımın başında olan Güvanç Kurtar'da gerek oynattığı futbol gerekse de aldığı sonuçlarla tatmin etmedi taraftarı ve O'nun sonu da ayrılık oldu. Şimdi başkan İbrahim Yazıcı'nin üstünde ciddi bir yük var. Tüm oklar kendisine yönelmiş durumda. 13 yıl öncenin başarılı başkanlık dönemi kredisini arttırsa da hala istikrarlı bir yapı kuramamış olması soru işaretlerini doğuran ana etken. Önce Bülent Korkmaz, Samet Aybaba ve Güvenç Kurtar, 2 yılda toplam 3 teknik direktör demek. Bu ortamda hangi başarıdan bahsedilebilir ki?

2 yıldır büyük başarı elde eden Sivas ile son 3-4 yıllık performansına bakıldığında belli bir standardı yakaladığı görülen Kayserispor hem şehir potansiyeli hem kaynak yaratma şansı açısından Bursaspor'un gerisinde iken sportif istikrar açısından açık ara öndeler. Örneğin Kayseri'ye yapılacak olan 32 bin kapasiteli stadın nasıl doldurulacağı konuşulurken Bursa'da böyle bir kaygının yaşanamayacağından emin olmak bir ciddi bir potansiyelin göstergesi. Almanya'da Hoffenheim'ın yaptığını bu şehirden beklememek için hiç bir neden yok ama gelin görünki bu kadar parçalanmış bir ortamda istikrar yakalamak hiç de kolay değil.

Camia ve taraftarın da kendisini saha içinde oynanan futbol kadar saha dışı faktörlere da fazlasıyla kaptırdığını görüyoruz. En basitinden hala yıllar öncesinin hesabını Beşiktaş'tan sormanın manası nedir? Kulüp özelinde konuşmak istemiyorum fakat Beşiktaş'a gelene kadar küme düşmeden önce son haftada ligde kalınan 2-3 sezonun son maçları incelendiğinde hiç mi çuvaldızın kendilerine batırılacağı durumlarla karşılaşmayacaklar? Dolayısı ile camianın da sadece ama sadece futbol takımının sportif başarısında nasıl maksimum katkıya sahip olacağıdır asıl tartışılması gereken, yoksa saha dışı faktörlerle hala uğraşmanın takıma hiç bir katkısının olmadığı ortada.

Mevcut yönetimle ya da değil, yapılacak olan şey Bursaspor'un geleceğini planlamaya başlamak olmalı. Süper Lig'de 4 büyükler dışında şampiyon olmaya en yakın donanıma sahip olan bir şehirde bu tür manzaraların yaşanması ve üstelik geçmişte yaşananlardan ders alınmadan bunların sahnelenmesi mantığın kabul edeceği cinsten değil.

Hiç yorum yok: