19 Mayıs 2012

Şampiyonnnnnnnnnnnnnn.....



            Berbat bir geçen sezonun ardından kimileri için minimum 3 yıl gerekliydi takımın yeniden toparlanması için. Oysa doğrular o kadar açık seçikti ki tek sorun bunu yapacak aklın bulunmasıydı. İlk hamle Ünal Aysal'dı ki asıl beklenen futbol aklı ya da akıllarıydı. Bütün riskine rağmen Terim'in takımın başına gelişinin ne kadar doğru bir karar olduğu şimdi daha net görülüyor. İtiraf etmem gerekirse ben de gelişi konusunda kararsızdım ama çok geçemden sadece 1 ayda bile Terim'in geçmişin muhasebesini yaptığını, daha da olgunlaştığını farkedebiliyorduk. Bu 3. dönem, bir öncekine kesinlikle benzemeyecekti, çok açıktı bu.

Yukarıdaki fotoğraf da bunun en güzel kanıtı. 4 yıl sonra yeniden yapılanma döneminde alınan bu başarı geleceğe umutla bakma adına adeta doping etkisi yaptı. Şimdi daha büyük bir hedef var, o kuruluş amacına uygun bir sezon geçirmek ve elbette takımın defolarını kapatacak hamleleri yapmak.

Hamleler yapıldıkça buradan değerlendirmelerini yapacağız, şimdilik Şampiyonluk'un tadını çıkarma vakti.....

10 Ocak 2012

What a Come Back!!! (Thiery Henry Emirates'de)













       İtiraf etmem gerek, İrlanda maçında topu elle taşıyıp bir ulusun umutları ile oynadığı andan itibaren Thiery Henry hiç bir zaman eskisi kadar sevimli gelmedi bana. Futbol sonuçta bir oyun ama duygularımızıdan arındığımız, herşeyi görmezden geldiğimiz bir eğlence de değil sonuçta.

Tüm bu negatifliğime rağmen, Emirates'e adım atacağı ilk maçında sahada görmeyi istemiyor da değildim. İtiraf ediyorum "bir de gol atsa diye içimden de geçirmedim" değil. Üniversitede internetin bedava, çook yüksek hızlarda dolduğu yurt ortamında ben bu Fransız'ın Arsenal'deki gollerini bir hazine avcısı edasıyla arar ve indirirdim, hala arşivimde durur o goller. Sanırım yukarıdaki duygular bir tarafta dururken geçmişim de bir taraftan ağır basmaya çalıştı.

Her neyse, ben bu ikilemle cebelleşirken futbol zekasının derinliğini gösterir biçimde defansın arasına sızışı ve klasik bir sağ ayak içi ile bu anı bekleyen orada stadyumda ve ekranları başında izleyenler için müthiş bir resim çiziverdi Henry. Golü direkt olarak Wenger'e sarılarak kutlaması da kendisine olan güvene ve evim dediği Arsenal'e dönüş kapısını açan bu adama bir saygı gösterisinden başka bir şey değildi.

"What a come back" değil mi, daha iyisi belki bir hattrick ya da 1-0 gerideyken oyuna girip 2 golle maçı aldırmak olurdu ama fazla fantaziye de gerek yok. İlk maç için bundan iyisi....