10 Şubat 2009

The Reader



İstanbul'a gidişin en güzel taraflarından biri de bu. Gidiş-Geliş toplam 2.5 saatlik yolculukda 1 tane filmi rahatlıklı izleyebiliyorsunuz. The Reader'ı da bu vesile ile çıkardım aradan.

Benjamin Button gibi bir uyarlama senaryo The Reader. The Hours'da yine uyarlama senaryo ile bir araya gelen Stephen Daldry & David Hare (yönetmen&senarist) ikilisi bu kez Bernhard Schlink'in Romanı'nı Beyaz Perde'ye aktarıyorlar. Filmde hikaye II. Dünya Savaşı ertesi, Almanya. Michael adlı genç, kendisinin yaşça iki katı büyük olan Hanna Schmitz'e aşık olması ile başlıyor. İlişkilerini gizli bir şekilde yaşayan ikilinin aşkı Hanna'nın bir gün ortadan kaybolmasıyla bitiyor. Aradan 8 yıl geçtikten sonra ve hukuk okuyan Michael bir gün savaş suçları mahkemesinde gözlemcilik yaparken sanık sandalyesinde Hanna'yı görüyor ve mahkeme sırasında Hanna'nın geçmişi ortaya dökülürken, Michael ikisinin de hayatını değiştirecek bir sır ortaya çıkıyor. Sırrın ne olduğunu verip filmin tadını kaçırmak istemiyorum. Onu da izleyip görün derim!

Özellikle Kate Winslet'in oyunculuğu görülmeye değer. En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ını alması normal olur. Muhtemelen Angelina Jolie ile çekişecektir bu alanda. Hanna'nın ortadan kayboluşu ve umulmadık bir anda tekrar ortaya çıkışı ile filmdeki ilginiz canlı tutuluyor. Yalın anlatımı da diğer bir artısı hikayenin. En İyi Film Oscar'ı alıp alamayacağı yorumunu diğer filmleri gödükten sonra yapmak daha doğru olacak ama ortada bir gerçek var ise Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi'nden daha şanslı olduğu da su götürmez bir gerçek.

Hiç yorum yok: