01 Ekim 2008

Keiv'den Soğuk Hava Dalgası



Şampiyonlar Ligi' nde geçen sezon sahasında oynadığı 6 maçını da kazanmış bir takımın son Chealsea maçından yalnızca 6 ay geçmesine rağmen bu kadar kısır bir oyun sahaya koyması sezona yapılan başlangıç düşünüldüğünde beklenen ama daha 1 yıl geçmeden böyle bir yola girmek de ne yazık ki sorgulanması gereken bir durum. Koskoca 90 dakikada iki takım adına taraftarlarını ayağa kaldıracak nitelikte ancak 1'er pozisyon görebildik. Mücadelenin daha çok ön planda olduğu, iki tarafın da uç silahlarının etkili olamadığı ya da daha doğru bir ifade ile orta sahadaki ayakların gol silahlarına etkili servis yapmakta oldukça zorlandığı bir maç izledik dün.

Yuri Semin her ne kadar 3 puan için geldik dese de ekrana yansıyan daha çok 1 puanı garantiler ama ne olur ne olmaz diye de 3 puan için sahada bulunan bir mantaliteydi. Özellikle Bangoura'yı araya kaçırma gibi bir planları vardı ama ilk yarıda daha çok ofsaytta yakalandılar. 2.yarı bu isim için daha uygun bir ortam doğabilecekken oyundan alınması da tartışılabilecek bir mevzu olarak kaydedilebilir. Savumanın göbeğindeki iki isim sürekli çakılı oynayıp ileri çıkmadılar ve maç boyunca neredeyse hatasız oynadılar. Ayağa pas yapan disiplinli bir takım görünümündeydi genel itibari ile Kiev ama onların da sahadaki en büyük eksikliği orta saha yaratıcılığı anlamında sıkıntı çekmeleri maçı neredeyse pozisyonsuz tamamlamalarına neden oldu.

İspanya'yı makine düzeninde işleyen bir sistem takımı haline getiren Aragones'in dün ne oynatmaya çalıştığını anlayamadım. Emre'li bir sol açık mı, yoksa sol açıksız bir Fenerbahçe'mi orası hala soru işareti benim için. Guiza'nı tüm çırpınışlarının sonuca dönüşebilmesi sadece Alex ile saman alevi gibi yanıp sönen Kazım'ın yaratıcılığına ve arada bir sol kanatdan etkili bindirmeler yapmaya çalışan ama isabetli orta yapabilme konusudan ciddi sıkıntıları göze çarpan Carlos'un çabalarına kalmıştı dün akşam. 2 önliberolü bir takımın göbeğinde bu kadar boşluk olması da ayrıca üzerinde durulması gereken bir nokta. Üstelik bu adamların takımın hücum zenginliğine de yaptıkları katkının da sınırlı olduğu göz önüne alınırsa ilk sorgulanması gerekn bölgenin burası olduğu çok daha net çıkıyor ortaya. Dün bir kez daha görüldü ki yapmış oldukları defansif ve ofansif katkı ile bu gölgenin Fenerbahçe'nin yumuşak karnı. Neyseki dün bunu kullanacak kalitede bir takım yoktu sahada ama aynı boşlukları Arsenal'in bulması durumunda bu ikramı sonuca gitme anlamında pek de geri çevireceklerini zannetmiyorum.

Aragones muhtemelen bilmiyor ama şunu kabul etmek gerekiyor: Uğur'un ligde ortaya koyduğu performans ile Avrupa arenasında oynadığı futbol arasında gözle görülür bir fark var. Bu takımı da ortadan geçemeyeceğiniz dün ilk yarı itibari ile anlaşılmış iken neden 85. dakikaya kadar böyle etkili kanat bindirmeleri yapan bir adamın oyuna alınması için beklenir anlamış değilim. 1 puana razı olunmalı ki oyunu neredeyse sadece Burak'ı oyuna alarak bitirmek göze alınmış olsun. Tamam rakibi oynadıkları kısır futbol için suçlayabilirsiniz ki ben aynı kanıda değilim, öncelikle sizin sonucu değiştirmek için ne yaptığınızdır önemli olan, ama bu açıdan bakıldığında elde koca bir 0 olduğu ortada.

Bir iki soru ile beyin jimnastiği yapalım şimdi: Fazlaca uzağa gitmeden geçen seneki kadro ile bir kıyaslama yapalım , Chelasea maçı örneğin: Dievid, Aurelio, Kezman, Vederson, Önder ve Zizo 5'lisi 2-1'lik maçta sahada /saha kenarında olan ve dün göremediğimiz isimler. Tek bir soru soruyorum sadece? "Hangisinin yokluğu bu takımı bu kadar geri götürmüş olabilir?" Önder zaten Gökhan'ın yokluğunda sağ kanat emanetçisiydi, Kezman'ın gidişi için verilen mücadele ortada, Wederson yok ama Carlos var. Geriye 3 isim kalıyor: Aurelio, Dievid ve Zico.
2. bir soru: "Bu isimlerin yokluğu mu bu takımı bu kadar etkiledi?" ...

Dievid ve Vederson'un takıma katılışı ilerideki maçlarda daha iyi bir Fernebahçe izlemek için şans olabilir, fakat Makalele sonrası Real Madrid'in, Lucescu sonrası Galatasaray'ın yaşadığı sendromu Fenerbahçe'nin yaşayıp yaşamayacağını hep beraber göreceğiz.

Hiç yorum yok: