22 Ekim 2008

Fenerbahçe -Arsenal ==> 21 yaş güzelliği

Fenerbahçe'nin geçen senenin üstüne koyamadan bu hallere gelmesi, 3 maç sonunda gruptan çıkmayı bence imkansız hale getirmesi üzerine konuşulacak pek birşey yok.

Bu maçın en saygı değer tarafı Wenger ve ortaya çıkardığı gençler ile oluşturduğu yapıdır. Yapı derken savunma-hücum dengesi, bloklar arası bağlantı değil kastım, 18'lik delikanlıya Şampiyonlar Ligi'nde ilk golünü attıracak güveni hissettirmek , daha alttan gelen bir çok gencin olduğunu bilmek, her geçen gün yaş ortalamasını düşürerek nihayet 21 sınırına dayanmış olmaktır asıl mevzu benim için. Hala 18'lik delikanlılara PAF takımlarını layık gördüğümüz, 19 yaşında PAF takımda oynayamaz hale geldiği zaman da başka takımlarda pişmesi gereken bir varlık gözü ile baktığımız kendi düzenimizde nice değerimizi bu mantalite de yöneticilerimiz, antrenörlerimiz olmadığı için kaybettik. Semih'i bile genç diye diye uyutup anca 25'inde ortaya çıkacak hale getirme başarısını da gösterdik.

Gençlerin oynama fırsatlarını arttırmak için kullandığımız pilot takımlarda ancak 3-4 körpecik şans bulabiliyorsa zaten daha fazla laf etmenin alemi de yoktur. Dün gece tek imrendiğim nokta İngilizler'in yaş ortalamasını her geçen gün düşüren bu pozitif yapısıydı ve bu yapının Türkiye'de herhangi bir kulüpte oluşturulmasına izin verecek sabır, sistem v.b artılara sahip olmadığımızı bilmek daha çok koyuyor insana. İşin özeti aslında çok basit: Sahaya sürdüğünüz oyuncu bunun kendisini ıspatlamak için verilen 2-3 şanstan biri olduğunu düşündüğü müddetçe başarılı, geleceği kalacak gençler yetiştirmek gerçekten çok zor. Bize en büyük hatasında bile oyuncunun arkasında olacağını bildiği kişiler ve bunların oluşturcağı sistemler, düzenler gerekiyor, böyleleri olmadığı müddetçe de yaşlı kurtlar ile oynamaya devam.

Hiç yorum yok: