29 Ekim 2008

Sevilla Gerçekle Yüzleşti



Geçen Sene Sevilla için tek cümlelik bir tanımlama istense, söylenecekler çok basitdi: "Çok gol atan ama bir o kadar da gol yiyebilen takım" . 38 maçlık periyodun ardından maç başına 2 gol gibi bir ortalamanın yanına, 1.2'lik gibi berbat bir gol yeme istatistiği eklemişti Jimenez ve takımı. La Liga'da görülen bu gerçeği Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligi maçları ile bir kez daha karşımıza çıkarmıştı. 2 maçta toplamda 5-5'lik bir bir eşitlik vardı gol yeme/atma dengesi açısından. Üstelik 2. maçta 2-0 ve 3-1 öne geçtikten sonra takımın geriye yaslanmasına rağmen tolamda 2 gol yemesi takım savunması konusunda yaşanan sıkıntıları kabak gibi ortaya koyuyordu.

Geçen sene bu tablodan ötürü maçlarına "iddia"da banko üst gözü ile bakılan bir takımın bu sene Lig'de oynadığı 8 maçın 6'sının alt bitmesi muhtemelen bir çok kişiyi şaşırtmıştır. 8 haftanın sonunda 1.6 gibi geçen altında bir skor ama maç başına 0.6'lık gibi düşük bir gol yeme ortalamasına sahipler. Geçen sene aynı periyotta 14 gol atıp, 10 gol yemişlerdi. Yani 8 haftadaki 1.125 lik gol yeme ortalamasını neredeyse sezon sonuna yaydılar. Bu sezon toplamda kalelerinde görükleri 5 golün 3'ü, 2. haftada kendi sahalarında 4-3 kazandıkları Gijon maçından. Yani diğer 7 maçta sadece 2 gol, geçen seneye göre inanılmaz gibi geliyor. Ayrıca UEFA gruplarındaki ilk maçta da sahalarında Stutgart'ı yenerken (2-0) gol yememeyi başardılar. Peki nasıl oldu bu değim, neler değişti bu takımda yaklaşık 6 ayda?

Öncelikle Sevilla'nın en büüyk sorunu defansif özelliği zayıf ollan bekler ve uyumsuz bir savunma göbeğine sahip olması idi. Özellikle geçen sezon sol bekde yaşanılan ve zaman zaman sol açık Adrioano ile çözülmeye çalışılan problem Mallorca'dan Navarro'nun takıma katılması ile çözülmüşe benziyor. Sağ bek oynamasına rağmen daha çok açık izlenimi veren Alves'in yerine de 9 milyon Euro'ya İtalya'dan aldıkları Kanko yerleştirilmiş. Alves ile kıyaslanınca defansif anlamda daha iyi olduğunu söylemek yanlış olmaz sanırım. Defansın göbeğinde ise geçen sezon Escude - Dragutunovic - Mosquera 3'lüsü arasında tercih yapılıyor ve çoğunlukla Escude -Drag. ikilisi sahada yer alıyordu. Bu sezon ise defansın göbeğinde Prieto, Escude, Squillachi 3'lüsünün 2'li kombinasyonları daha sık görülüyor. Crespo, Drag ve Mosquero ise diğer alternatif isimler.
Genel olarak defans hattının yenilendiği ve orjinal beklerin çizgilere oturtulduğu görülüyor.

Orta sahada ise Keita ve Paulsen gibi mücadeleci ve defansif direnç oluşturan isimlerin yerlerine Santander'den alınan Duscher ve Le Mans'dan Romaric gibi isimler konulmuş.( Şu an için pe k olmasa da ilerleyen zamanlarda Fazio ve A.Costa gibi gençleri de sahada görebiliriz.) Diğer isimler geçen seneden aşina olduğumuz Capel, Navas, Maresca, Adriano ve Renato. Özellikle Sevilla'dan ayrılan isimlerin Maresca'ya daha fazla forma şansı doğması gibi bir pozitif katkılarının olduğunu da belirtmek gerekir diğer taraftan. Oyunu iki yönlü oynayabilen böyle bir oyuncunun çok daha fazla görünmesi gerekirdi zaten yeşil sahada.

Özetle, geçen sene yol geçen hanına dönüşmüş olan Sevilla savunması bu sene hem yapılan takviyeler ve yeni dizilişle hem de orta sahadaki direnç arttırılarak daha derli toplu bir görüntüye bürünmüş. 8 lig ve 3 Uefa Kupası maçı sonrası toplamda yenen 5 gol: Daha iyi bir gösterge olamazdı herhalde bu değişimi anlatmak için.

Hiç yorum yok: