19 Mayıs 2009

Marseille - Lyon & Saltanatın Sonuna Doğru



Ligue 1'in şampiyonluk yarışını yakından takip eden biri olarak bu maçı kaçırmam beklenemezdi zaten. Daha önce sezonun bitimine 6 hafta kala yazdığım bu yazıda geniş çaplı bir değerlendirme yapmış hatta Lyon saltanatının bu sene muhtemelen sonlacağını belirtmiştim. Nitekim bitime daha 4 hafta kalan Lyon'un yarışın dışında kaldığı belgelenmişti.

İşte bu açından zirve yarışını yakından etkileyen en önemli karşılaşmaydı Marseille -Lyon mücadelesi. Zaten zor bir fisktüre sahip olan ve geçen 3 hafta içinde Bordeaux ile arasındaki 2 puanlık fark eriyip "Şarapçılar Diyarı" temsilcini yakalanan Gerets'in ekibi için tek yol galibiyetdi. Lyon ise 1 paun arkasındaki PSG'nin kendi evinde Auxerre'e yenilmesi ile aradaki puan farkını 4'e çıkararak son 2 haftaya Şampiyonlar Ligi'ne katılma yolunda avantajlı girmeyi düşünüyordu.

Maça hızlı başlayan ekip Marseille oldu. Hücumda son haftaların etkili ikilisi Nyang-Brandou 2'lisini sürmüştü sahaya Gerets. Bunlara ek oalrak çoğu maçta yedek soyunmasına alışık olduğumuz eski Lyon'lu Ben Arfa'da sahadaydı. İlk 25 dakikada oyuna hakim olan ve pozisyonları bulan ekipti ev sahibi takımdı. Lyon ise orta sahadaki lideri Juninho'yu yedek kulübesine çekmiş ve bu görevi Ederson'a teslim etmişti. Sol tarafta Delgado, sağda Govou ve ileri uçta ise Benzema ile 4-5-1 dizilişi ile sahadaydı. Fazla organiza olamayan ve gol atmaktan uzak bir görünrü içerisinde solan son şampiyon Brandau'nun ceza sahası içerisinde yapmış olduğu gereksiz ve kontrolsüz hareket sonrası bulduğu penaltıyı değerlendirerek 1-0 öen geçti. Tam bir şoktu bu Marseille için, daha golün etkisini üzerlerinden atamadan sol taraftan Delgado'nun getirdiği top un ardından yapıaln güzel paslaşmalar ile Benzema'nın önüne bırakılan ara pası sonrası 2. gole uzandı Lyon. Hem skor hem de psikolojik olarak üstünlük artık tamamen Lyon'daydı.

2. yarıda maçı çevirebilmek için Marseille'nin tek umudu erken bulunacak bir goldü. Bunun için de net olmasa da pozisyona girmeyi başardılar hatta Nyang ile penaltı tartışması yaratacak pozisyonlar buldular ama çalınsa daha ağır olacak bu pozsiyonlarda hakem oralı bile olmadı. Daha sonra 2. yarıda çokça kullandıkları sol kanatdan Nyang'ın pası ile Wiltord ile bitime 10 dakika kala gole ulaştılar. En azından berabere bitirmek için şansları vardı. Bu arada Lyon'da Juninho'nunoyuna girişi sonrası topa daha çok hakim olmaya başlamıştı. Hatta bu arada 1-2 net pozisyon bile buldular. Artık maç bu şekilde bitecek derken Brezilyalı'nın artık klasik haline gelmiş 35-40 metrelik gollerinden birini daha izledik ve skor 3-1'e geldi. Juninho'nun dünya üzerinde duran toplar en etkili kullanan bir kaç isim arasında olduğunu söylemek sanırım yanlış bir değerlendirme olmayacak burada. Çünkü topa doğru geldiğinde kaleyi bulacak bir şut çıkaracağından o kadar emin izliyorsunuz ki pozisyonu, bu güven bile çok şeyi anlatıyor zaten.

Marseille açısından 3 puan kaybedilmişti ama son dakikada yenilen gol lig sonunda yapılması muhtemelen olan averaj hesapları düşünüldüğünde yenilen son golün anlamı çok farklıydı. Maç öncesinde genel averajda 29 ile 1 puan önünde olunan Bordeaux'un 1 puan gerisine düşüldü yenilen bu son gol ile. Toplam puanda ise 4 hafta öncesinde 2 puan önünde iken Bordeaux'un şimdi 3 puan gerisinde kalınmış zirvenin.

Kalan 2 haftada ise Bordeaux öncelikle 16. sıradaki ve düşme potasının hemen üstündeki Caen ile deplasmanda karşılaşacak. Marseille ise kendi evinde Lig 7. si Rennes ile kozlarını paylaşıyor olacak. Son hafta ise Bordeaux ligde bir iddiası olmayan Monaco ile oynarken, Marseille ise diğer bir rahat takım olan orta sıralardaki Nancy deplasnmanına çıkacak. Oynanacak kaşılaşmalara bakıldığında Bordeaux'un çok büyük bir avantaj yakaladığını belirtmek gerek özellikle de 1 beraberlik hakkı olduğu düşünüldüğünde. Yalnız burada son haftalarda zor ve tek farklı galibiyetle alan Bordeaux için hafiften tehlike sinyallerinin çaldığını da belirtmek gerek.

Marseille açısından bakınca özellikle Gerets'in teknik adamlığını beğenmeyen biri olarak basınımızın ve spor yazarlarımızın 2 hafta önceki puan durumuna bakarak methiyeler dizdiği, Galatasaray'lı bazı kesimin hala bugün O olsaydı dedikleri "overrated" teknik adamın zirvenin gerisinde kalıp aslında hakettiği yere gelmesi benim açımdan sevindirici. Blanc'ın ve oynattığı güzel futbolun zirveye yerleştiğini görmek güzel, 6 hafta önce de belirttiğim gibi favorim halen "Şarapçılar" ve Lyon'un salatanatına son verme adına önlerine altın tepside sunulan fırsatı geri çevirmeyeceklerini umuyorum.

Hiç yorum yok: