31 Mayıs 2009

Şampiyon Beşiktaş



100. yılındaki şampiyonluğun ardından 6 yıl sonra mutlu sona ulaştı Siyah-Beyazlılar ve tarihlerine 13. şampiyonluğu da yazdırmış oldular. Yıldırım Demirören için yıllardır yaptığı teknik direktör değirmeni gibi hareket etmeler, saçma-sapan oyuncu transferleri gibi acemiliklerden "dadından yenmez bir nimet" bu. Kendisi için ne kadar önemli olduğunu anlamak için sadece son 2 hafta da maç izlerken ki ruhunu yansıtan görüntüsüne bakmak yeterli. O kadar çok yanlış yaptı ki, zayıf kollektif hafızamızda onların geriye itilmesi için 1 şampiyonluk ilaç gibi gelecekti.

Şüphesiz bu yolda en büyük şansı Mustafa Denizli oldu Kara Kartal'ın. Normalde sezon ortasında teknik adam göndermek çok mantıklı bir hamle değildir ama yerine Mustafa Denizli gelince bu karar bir şansa dönüşüyor. Denizli'nin gelişinin en önemli katkılarından biri de Sinan Engin'in ortamdan uzaklaştırılması oldu. Ertuğrul Sağlam'ın otoritesini sarsan en baş figür olarak duruyordu ki yapmış olduğu Diatta, Gordon, Seric transferlerinin üstüne orada 5 dakika bile tutulmaması gerekirdi ya Demirören'in vizyonunu ortaya koyan bir tutum olduğu için de yadırgayamıyorum.
Denizli'nin Şampiyonluğa ulaşacağına 3 hafta öncesine kadar ben de inanmıyordum, ama en büyük şansı heyecanlı dediğimiz Süper Lig'in aynı zamanda kalite olarak vasatı aşamaması oldu. İkinci bir etken de Yusuf ve Ernst'in takıma katılmasıdır ki minimum 7-8 puan kazandırmıştır bu 2'li takıma. Bunun dışında Holosko'yu çok daha fazla ve etkin kullanması dışında fazlaca bir taktik hamlesini gördüğümü söyleyemem Mustafa Hoca'nın. Süper Lig için en gerekli olan 2 unsuru ortaya koyması yetti aslında: Mücadele ve dayanıklılık. Takım ortaya düzgün bir futbol mantalitesi koyamasa da sürekli mücadele etti ve 90 dakika ayakta kalmasını bildi. Bugün Sivasspor'un yaptığı da bundan çok farklı değil zaten.

Maddi getirisi de büyük olacak bu başarının. Şampiyonlar Ligi'ne direk gidileceği için en az 10 milyon Euro'luk bir kaynak elde edilecek. Maç gelirleri vs. derken 15'i bulması gayet normal olur. Ondan sonrası takımın göstereceği performansa bağlı. Şu anki görünümle her ne kadar bizim güzide basınımızda 2-3 takviye yeter gibi yorumlar yapılsa da çok daha fazlası gerek Beşiktaş'a. Sol ve sağ bek, orta sahaya oyunun 2 yönünü oynayabilecek 1 oyuncu, sağ açık ilk aklıma gelenler, yoksa hüsran olur orası. Zira Denizli'nin karnesi de pek parlak değil. Orası için de sadece mücadele yeterli olmayacak aynı zamanda taktik bir pırıltı da beklenecek artık.

Beşiktaş'a ilaç gibi gelecek bir şampiyonluk oldu bu. Hem yetişmekte olan ve genç nesle kendini hatırlatma fırsatı buldu, hem de diğer 2 büyük ile aradaki farkın açılmasını önledi. Benim tek endişem Demirören'in başkanlık koltuğuna soyadı gibi "Demirörme" fırsatını yakalamış olması. Bu kadar çok hatanın üstüne, eğer geçmişten ders alınmamış ise ki pek sanmıyorum, gelen şampiyonluk her şeyin üstünün örtülüp, görmezlikten gelinmesine yol açmaz umarım. Yoksa geçen sene Galatasaray'ın kazandığı şampiyonluk gibi sefası ancak 1 yıl sürülebilir.

Hiç yorum yok: