07 Mart 2009

Nereden Nereye, Adrian Ilie



Başlık kafiyeli oldu ama kulağa hoş geldiği için kullanmadım. Futbol literatürümüze 96 yılında Galatasaray'da forma giyerek dahil olan Adrian Ilie 98 yılında devre arasında İspanya'ya gidene kadar teknik ve akıl ile bezeli futbolundan çok güzel kesitler sundu bize. Devre arasında satılmak zorunda kalınmasa idi 98 Dünya Kupası'nda ki parlak oyunundan sonra çok daha fazla para kazanılabilirdi, fakat bugüne kadar gelen maddi çıkmazın ilk sıkıntılarıydı Ilie'yi İspanya'ya gönderen asıl etken. Hatta transferden önce Valencia yetkililerinin izlediği son maç olan Parma mücadelesinde mükemmel oynamıştı ki gidişini netleştiren performans oldu bu.

Şunu rahatlıkla söyleyebilirim, Adrian Ilie sonrası Galatasaray forvetine O'nun kadar teknik becerisi yüksek ve izlemesi keyif veren bir oyuncu daha gelmedi. Baros şu andaki hızına bu tür bir beceriyi ekleyebilse şu an Turkcell Süper Lig'de değil Ada'da sahne alıyor olurdu zaten.

Yeteneğine rağmen Valecia'da ki ilk 2 yılından sonra yaşadığı sakatlıklar nedeniyle bir türlü istikrarı sağlayamadı. Hatta ilk senesinde en az 3 klas aşırtma golü vardı La Liga'da. Bir ara yine ülkemize uğradı, Beşiktaş forması altında gördük O'nu.

35 yaşında ve hala oynamaya devam ediyor. Son olarak forma giydiği Zurich'den Rusya Premiere League' ekiplerinden Terek Grozny'nin yolunu tutmuş. Rus ekibi geçen sene Premiere League yükselmiş. Vay be , nereden nereye! 2000 yılında Valecia'da forma giyerken şimdi Rusya'da olmak. Çok daha iyi bir kariyerin eşiğinde iken soğuk diyarlarda gol aramak. Hayat'ın insana neler sunacağı gerçekten de belli olmuyor.

Hiç yorum yok: