17 Mart 2009

1 Haftalık Kısa Özet

Yaklaşık 1 haftadır yazamadım blog'a. Aslında oldukça yoğun bir gündem vardı ama zaman bulamadık. Satır başları ile bir göz atalım bakalım neler olmuş.

Hamburg 1:1 Galatasaray

Ligde oynanılan futbolun ölçü olarak kabul edilmemesi gerektiğini zaten bize göstermişti Galatasaray ve bundan farklı bir tablo sunmadı bizlere. İlk yarı da diğer maçlarda görmeye alıştığımız kontrol futbolu sahadaydı. 2. yarıda erken yenen gol ve sonrasında gelen kırmızı kart tüm dengeleri alt üst etti. Sonrası malum; Kewell'ın 40 dakika stoper oynayışı, Hamburg'un kaçırdığı goller ve kaleyi koruyan manevi güçler.

2. maç için avantajlı olarak görülse de Hamburg'un veözellikle de Olic'in deplasmanda daha etkili olabilecek yapısı da dşkkate alınmalı.

Süper Lig'de Haftanın Görünümü

Beşiktaş ve Sivas haftanın en karlı 2 takımı oldular. Mustafa Denizli'nin 26. hafta hipotezi kendilerinin şampiyonluk potasında olması açısından doğru görünse de şampiyonlupa oynayan takım sayısının muhtemelen 5'de kalması açısından bakıldığında tutmamış görünüyor.

Sivas yine kötü oynamasına rağmen 3 puanı almayı bildi. Bu kötü oyunu daha ne kadar sürdürüp 3 puan ile yola devam ederler bilemem ama daha iyi bir görüntü sunamadıkları takdirde puan kaybetmeleri içten bile değil.

Fenerbahçe ise hiç hesapta olmayan bir 2 puan kaybetti. Sivas ve Kayseri gibi iki zorlu takımla yaptıkları karşılarşmalarda iyi bir performans ortaya koyarak 3'er puan ile sahadan ayrılan taraf olmaları zirve yolunda umutlarını arttırmıştı ama bu beraberlik "Tünelin ucundan gelen ışığı" yeniden bulanıklaştırdı. Fikstür dezavantajını lehlerine çevirebilmek üstün bir deplasman performansı lazım şimdi.

Trabzon - Galatasaray maçı beklenildiği gibi berabere bitti. Bu sonuç iki takımı da zirvede koparmadı. Galatasaray avucunun içindeki 3 puanı son dakikalarda yediği gol ile kaybetmese önemli bir avantaj kazanacaktı ama Yaser'in dengesizliği herşye mahvetti. Burada Yaser'in kırmızı kartı kadar Sabri'nin taç atışını atmak için o kada süre beklemesinin de payı var. İşte bu futbol zekasının bariz göstergesi. Orada 2 adam itişip kakışırken ciddi bir faul riskine karşı topu oyuna sokmayı akıl edemediği için Sabriye bir şey de diyemiyorum çünkü O'nun kapasitesi bu.

Lincol mevzusuna değinmiyorum, çünkü bu bir tercihtir. Yöneticilik yapmayan bir ço kişi işkembedeb sallayıp duruyor. Ben de son yarım 20 dakikada oyuna girerek skoru tutmada kullanılmasını bekledim ama Bülent Korkmaz'ın yaptığı tercihi de eleştirmiyorum. Çünkü olayları ve yaşananları çok daha iyi biliyor. Zaman zaten yaptığının yansımalarını daha net sunacak bizlere.

Trabzon son haftalardaki düşüşe son verebielcke bir izlenim bırakmadı. Gaziantep maçı çok önemli şu an . Muhtemel bir puan kaybı onları yavaş yavaş şampiyonlu yarışının dışına atabilir.

Avrupa'dan Futbol

EPL'de Liverpool fena benzetti Manhester'ı. Şahsen, Benitez'i oyun mantalitesini çok beğeniyordum ki bu maçta da bir güzellik bekliyordum. Bir de Rooney'in "Liverpool'dan nefret ediyorum" tarzındaki itici açıklaması da bu galibiyeti daha da anlamlı kıldı.

Arshavin'de siftahı yaptı bu hafta, ilk golünü attı. Bundan sonraki haftalarda çok daha faydalı olacaktır Gunners'a.

Bundesliga'da da Süper Lig benzeri bir tablo var. 5 takım şampiyonluk mücadelesi veriyor ve aradaki puan farkları çok az. Hertha, Voronin'in de yükselen performansı ile 3'er 3'er ilerlemeye devam ediyor.

Ligue 1'de Lyon son 2 haftada 6 puan kaybedince PSG lider olma şansını yakaladı. Fakat Marsilla deplasmanda PSG'yi 3-1 yenince 2. lik koltuğuna oturdular ve Lyon'ın 1 yalnızca 1 puan gerisindeler. PSG aynı puanla 3. , Bordeaux ise 50 puan ile 4. sırada. 5. sıradaki Toulouse ve Lille'de 49 puan ile zirvenin 4 puan uzağındalar. Süper Lig benzeri bir tablo da Fransa'da mevcut anlaşılan.

Hiç yorum yok: