17 Eylül 2008

Yaprak Dökümü

Ve Yaprak Dökümü başladı. Her ne kadar ilk gibi görünse de Raşit Çetiner'in ayrılışı, sezon öncesinde Hikmet Karaman ile başlayan sürecin devamı aslında. Belli ki geçen seneden bugüne ancak günler ilerlemiş, takvim yaprakları koparılmış, yaşanan her şey olmamışçasına üzerine çizgi çekilerek tozlu sayfalara gömülmüş.

Küçük ve vizyondan yoksun zihniyetlerin günü kurtarma çabasından daha öte amaçlar barındırmayan yönetim biçimleri ile Türk futbolu ne kadar ilerler, kaç Sivas ve Kayseri daha bulur bu lig orası meçhul işte. Hoş, Sivas ve Kayseri için de daha alınması gereken önemli yollar olduğu da ayrı bir gerçek. Bir kulüp kültürü, geleneği oluşturmak 3 ya da 4 büyüklerin pastanın büyük kısmında hakim olduğu bir düzende çok ciddi bir kararlılık gerektiriyor aslında. Bu kararlılık da kişilerden ziyade kulüplerin yapısına sirayet etmediği sürece bu şehir takımlarının belli aşamaları kaydetmesi çok zor. Özellikle de 3 maçta teknik direktör değiştirma saçmalığından halan medet umanlara. Bugün Raşit Çetiner, yarın Rıza Çalımbay, başka bir gün Aykut Kocaman... Aynı senaryo her sezon bıkmadan tekrar yazılıp oynanıyor, hiç yaşanmamışçasına.

Aslında bir körebe oynuyoruz; talip olunan kişi daha 1-2 hafta öncesine kadar sadece bir kaç maç yönettiği takımdan ayrılan bir teknik direktör değilmiş gibi kulübe yeni bir soluk getirecek havsında hareket ediyoruz. Bu mantıkla herkes birbirinin yerini alıyor, bir oyun almış başını gidiyor. En kötüsü de teknik direktörlerin de bu oyuna fena halde alışmış olmaları.

Evet, yine yaprak dökümü başladı ve bakalım daha kaç "sonbahar" ı bu mantalite ile yaşayacağız?

Hiç yorum yok: