29 Ağustos 2009

UEFA Avrupa Ligi 2009-2010



Yine 2 temsilcimizin aralarında olması sebebiyle ilgi ile takip edilen bir kura çekimi vardı sahnede. İlk torbada yer alan 2-3 takım dışında gelecek herhangi bir takımın bizleri korkutamayacağı bir kura olacağını zaten tahmin ediyorduk. Sonuçta 2 takım için de bir şekilde ilk 2'de yer almalarını beklediğimiz tablolaro oluştu.

Öncelikle Galatasaray ile başlayalım kuraları değerlendirmeye. İlk torbadan Roma-Valencia-Villereal-Shaktar ile beraber çekilmesi istenmeyecek takımlardan biriydi Panathinaikos. Burada bu değerlendirmeyi yaparken dikkate aldığımız kriter aslında son yıllarda Avrup Arenası'nın neresinde olduğu ilgili takımın. Çünkü kendi ligindeki performans ne olursa olsun uluslararası ortamda bulunca kendisini daha farklı havaya bürünen takımlar var, tıpkı yıllardır ligdeki konumu ne olursa olsun Galatasaray için "Avrupa'da bir başka oynuyor Sarı-Kırmızılılar" yakıştırmasını yaptığımız gibi. Bu açıdan yaklaşında özellikle yeni teknik adamı ile birlikte geçen sene Werder Bremen ve Inter'li gruptan 2. tura çıkmayı başarabildi Yunan ekibi ve deplasmandan avantajlı skor ile dönmesine rağmen kendi evinde kaptırdı çeyrek final biletini yendikleri maçta gerçekten harika oynamışlardı, aklımda hala o zamanki performansları var kriter olarak. Sadece geçen sezon değil, uzun yıllardır bu mücadele içerisindeler. Şu anda UEFA sıralamasında 31. sırada olmalarının en büyük sebebi de son 2 yılda topladıkları 26 küsür puan. Tecrübe açısından yeterli düzeyde oldukları açık. Teknik adam kriteri üzerinden gidilince de karşımıza Ten Cate çıkıyor ki kendisi Rijkaard'ın 2006'da Şampiyonlar Ligi Kupası'nı Barça'da kaldırdığı dönem yanı başında duran isimdi. Sonraki sezon Avram Grant'ın yanında yine Chealsea'nin Manu finalinde gördük kendisini. Yardımcı antrenörlük kariyerinde zirve yapmış bir karakter var karşımızda. Geçen seozn Yunan Ligi'nde başarılı olamasalarda Şampiyonlar Ligi performansları gayet olumlu. Bu sezon yine gruplara atabilirlerdi kendilerini ama gerçekten zorlu bir kura çektiler ve kendi evlerinde Aguero-Forlan ikilisini durduramadılar. Hızlı forvetler ve çabuk oynayan takımlar karşısında düştükleri zaafı iyi gösteren bir karşılama oldu bu aynı zamanda. Galatasaray'ın gruptaki ilk maçı deplasmanda Yunan ekibi ile açması avantaj mı yoksa dezavantaj mı olacak şimdiden bir şey söylemek kolay değil ama Cisse'nin cezalı olması sebebiyle oynamayacak olması avantaj sayılabilir. Takımın en büyük silahları orta sahadaki toparlayıcı isim Karagounis, eski Arsenal kaptanı Gilberto Silva ve yeni transfer Leto olarak gösterilebilir. Özellikle Karagounis'in uzaktan çok etkili şutları var, dikkat etmek lazım. İlk maçta alınacak 1 puan grup 1. liği adına iyi bir adım sayılabilir, çünkü ne olursa olsun oldukça iyi bir ekip olduğu açık Panatinakos'un.

3. torbadan gelen Dinamo Bükreş ise gruplara mucizevi bir şekilde adım attı. Kendi sahasında kaybettiği 3-0'lık maçın ardından Liberec'i deplasmanda penaltı atışları sonrası 9-8 lik skor ile geride bırakarak yer buldu Avrupa Ligi gruplarında. UEFA sıralamasında 26 puan ile 69. sıradalar. 1 yıl geriye gidersek Galatasaray 87. sırada iken Dinamo ise 69. sırada yer almaktaydı, geçen sezonki parlak performans Galatasaray'a 15 puan getirirken, Rumen ekibi yalnızca 2 puanda kalınca arada 1 torbalık fark oluştu. Şu anda bulundukları sıralamayı da 2005-2007 yılları arasındaki 2 yıllık dilimde elde ettikleri 19 puana borçlular, son 3 yılda ise ortama 2-3 puan civarında dolaşıyorlar, bu da aslında düşen performanslarının en büyük göstergesi. Takımda Bratu ve Tamas gibi tanıdık isimler var. Deplasmanda oynanacak maçın seyircisiz olması da ayrı bir avantaj. Her halukarda 6 puan alınması gereken özellikle de grup 1. liği hedefinin gerçeğe dönüşmesi için.

Sturm Graz ise ilginç bir şekilde, geçen sezon hem Galatasaray hem de Beşiktaş'ın belalısı olan Metalist Kharkiv'i elemeyi başardı. Bu sayede yıllardır 1 puan altındaki dereceyi bu sezon 2 küsür puana çıkararak üst sıralara tırmanmaya çalışıyorlar. UEFA sıralamasında 195. sırada bulunan Avusturya ekibinin en tehlikeli ismi genç oyuncular Daniel Beichler ve Andreas Hölzl. Ciddiyeti elden bırakmadan oynanacak maçlar ile 6 puanı almak çok da zor olmayacak.

Galatasaray açısından ilk torbadan gelen Panathianikos dışında zorluk çıkabilecek bir grup olmadığını söylemek mümkün, ama Yunan takımının 1.lik yolunda çok önemli bir engel olduğu unutulmamalı.

Fenerbahçe ise 1. ve 4. torbadan çekilebilecek en iyi takımları koyduğu için grubuna oldukça avantajlı. Tek olumsuz taraf ise 3. torbadan gelen Twente'nin son 2 yılda yükselen bir grafik sergilemsi, başlarında kaliteli bir hoca olması ve kadrosunda Perez, Nkufo, Hersi gibi yabana atılmayacak iyi isimler bulundurması. Yani 3. torbadan gelebilecek en dişli takımlarından biri olarak değelendirilebilir Hollanda takımı.

Steau Bükreş, geçen sene Galatasaray'ı eledikten sonra gruplarda çok kötü bir performans ortaya koyarak aslında gerçek potansiyelini göstermişti. Zaten problem Galatasaray'da olduğu için kendilerini gruplarda buldular demek yanlış bir ifade olmaz. Bunun üstüne Becali'nin garip kararları, sık teknik adam değiştirme gibi uygulamaları takımın dengesini iyice bozdu ve ligi ancak 6. sırada tamamlayabildiler geçtiğimiz sezon. Aslında bu uygulama kulübün genlerine kadar işlemiş bir virüs gibi. 2000 yılından bugüne toplamda 13 teknik adam ile çalışıldığı ve bunlardan yarısının da 2-4 aylık süre zarflarında görev aldıkları dikkate alınırsa aslında kulübün içerisinde bulundğu trajikomik durum daha iyi açıklanacaktır. Geride kalan sezonda Avrupa kupalarına ancak averaj farkı ile katılabildiler. Takımın başında yaklaşık 5 senedir Liga 1'de 4 ayrı takımı çalıştıran İtalyan teknik adam Cristiano Bergodi var. Sezon başında Politehnica Iaşi ile sözleşme imzalamasına rağmen, Lacatuş'un görevden ayrılması üzerine Steau'nun başına geçti. Geçen sezonki kadrodan defansın 2 önemli adamı Radoi ve Goian'ı kaybetmeleri önemli bir detay. Rumen futbolunun gelecek vaadeeden golcüsü Stancu ise dikkat edilmesi gereken isimlerden.

Twente ise geçen sezon Capello öncesi İngiltere Milli Takımı'nı çalıştıran Steve Mclaren ile iyi bir çıkış yakaladı. Schalke'li, PSG'li , Manchester City'li gruptan 2. olarak çıkıp 3. turda Marseille'ye garip bir son dakika golü ile elenmişlerdi Bu sezon da aynı şekilde Şampiyonlar Ligi ön lemesinde Sporting Lizbon!a garip bir son dakika golü ile elenip UEFA Avrupa Ligi'ne kaldılar. Fenerbahçe'yi en fazla zorlayacak ekip olarak görünüyor Twente. 1. lik için en az Fenerbahçe kadar şansı var. Ülke puanı açısından da Twente maçları büyük önem taşıyor. Hemen 1 puan üstümüzde yer alan Hollanda ekiplerinden alacağımız puanlar UEFA sıralamasındaki yerimizi etkileyecek, bu nedenle Fenerbahçe'nin Hollandalılar'a karşı alacakları galibiyetler çok önemli.

Scheriff ise kendi liginde ard arda şampiyonluklar yaşasa da dışarıda henüz bir başarısı olmayan bir Moldova ekibi. 2. maçta cebe 6 puanı koymak için ideal bir takım.

Kuraların önemli bir noktası da 6 puan üstümüzde yer alan Romanya ile aradaki farkı azaltmak adına gruplara düşen 2 Rumen takımın avantaj olduğu. Aslında her 2 gruba da 1'er Hollandalı takımın düşmesini istiyordum kuralardan önce, çünkü asıl çekişeceğimiz takımlar Hollanda ve Portekiz olacak bu sene. Fenerbahçe için tuttu bu temennim ama Galatasaray'ın grubunda gerçeğe dönüşmedi. Bu sezon maçları takip ederken önümüzdeki yıllarda Avrupa Kupalarına katılacak takım sayımızı etkilemesi açısından Hollanda ve Portekiz takımlarının da maçlarını yakın takibe almak gerekecek.

İki takımımızın da gruptan çıkma adına iyi kuralar çektiklerini söyleyebiliriz, ama buradaki hedef gruptan çıkma değil 1. lik olmalı bir sonraki turda seri başı olmak ve ilk maçı deplasmanda oynama avantajını ele geçirme adına. Hem Fenerbahçe hem de Galatasaray'ın nihai öncelikli hedefi bu olmalı.

Hiç yorum yok: