24 Ekim 2010

Trabzonspor 3:1 Gençlebirliği
















Trabzonspor öyle ya da böyle 7 golle kapatmışken haftayı ki en son ne zaman yaptığına dair araştırma yaptım bulamadım, tribünlerde boşluklar görmek, o çoşkuyu hissedememek hayal kırıklığı. Maç 1-0 Gençlerbirliği üstünlüğü ile bitse neler yaşanacağı da ciddi soru işareti.

Tribün tarafı hayal kırıklığı, sahaya gelince ortada 2 perdelik bir oyun var birbirinden çok farklı duran. İlk yarıda rakibine boş alan vermeyen, önde basan dirençli bir Gençlerbirliği ve rakibin baskısına karşılık veremeyen, orta sahadaki yaratıcı oyuncu varlığına rağmen rakip kaleye inmekte zorluk yaşayan bir Trabzospor vardı. Bu görüntü hemen akıllara Manisaspor maçını getirdi doğal olarak ama o maçta da ilk yarıda maçı çözecek pozisyonlar ama bunlardan çıkan tek gol vardı Bordo-Mavililer adına.

Peki neden bir takım dünden bugüne bu değişimi gösterir? Futbol çok boyutlu bir oyun olduğu için tek sebebe bağlamak mümkün değil ama rakibin oyun anlayışına yukarıda değindik. Rakip önemli ama sizin neler yapacağınız da önemli. Bir takım oyunundan bahsetsek de bireysel performansların önemi de ortada. Alanzinho, Colman, Burak, Ceyhun hatta Serkan'ın toplu etkisizliği dikkat çekiciydi. Umut'un topla buluşamayaşının temel nedeni de bu. Burada ilerleyen haftalarda oyunun bu kadar büyük bir diliminde sergilenecek verimsizliğin önemli kayıplara neden olacağını belirtmek lazım. Eğer zirveye oynuyorsanız maçın bu kadar uzun bir periyodunu verimsiz hatta kötü oynamanız kabullenilir gibi değil.

Gençlerbirliği'nin golü hem kendi anlaşyılarının bir ödülü hem de Trabzon'a kesilen bir ceza niteliğindeydi. Galatasaray'da 2007-2008'deki şampiyonlukta kritik Trabzonspor deplasmanında 1-0'lık galibiyetin altına imzasını atan ve 1.5 sezon kesintisiz sakatlık yaşayan Serkan'ın dün akşam o güzel golle gündeme gelmesi bir futbolsever olarak mutlu etti beni, futbolu bırakma noktasına gelen bir oyuncunun gözlerindeki mutluluğu görmek güzel.

2. yarıda ilk yarının üstüne hiç yaşanmamış gibi başlayan Trabzonspor ardı ardına pozisyonlar gelebilecek gol ya da gollerin habercisiydi. İlk yarının kötülerinden Ceyhun'un yerine giren Engin'in sol kanadı etkili kullanışı, ayağında top tutma becerisi ile Cale'nin de hücumlara katılmasına katkıda bulunması, Burak'ın dinamizmi ve herşeyden öte Serkan'ın müthiş temposu maçın kaderini çizen başlıklardı. Golün Alanzinho-Jana değişikliğinin bir kaç saniye sonrasında gerçekleşmesi mesaj niteliğindeydi adeta (elbette bu durum bir rastlantıydı ama ilginç olduğu ortada). Baskı, ardından gelen gol sonrası morallenen orta saha Selçuk-Jaja-Engin gibi ayağına top yakışan isimlerin kontrol edişleri oyunu tamamiyle tek kaleye çevirdi.

Burada Serkan'a ayrı bir parantez açmak lazım. İlk goldeki asist çok iyi ama 3. goldeki 30 metrelik orta biraz rakibin pozisyonunun kötü olmasının payı da olsa tam bir asisttir, ayakta alkışlanmalıdır. Dün 3 puan yazılmışsa haneye baş aktör elbette Sekan'dır. Geçen sezon 30 maçta 3 asist yaparken, bu sezon 9 maçta 5 asistlik performansa ulaşması bile çok değerli. Yanına da galibiyet için savaşan oyuncuların başında gelen Burak'ı yazarım ben, Hiddink'in tribünde oluşu ilk yarıda tedirginlik yapsa da 2. yarıda doping etkisi yapmışa benziyor.

Jaja, yavaş yavaş ısınıyor takıma ve izlemesi büyük keyif. Basit oynamayı ayaüında top tutmayı da biliyor, fizik gücü iyi, Trabzospor'un başarılı hamlelerinden biri olacak.

Bu sezon duran top organizasyonu ile  (Yattara'nın Sivaspsor'a attığı firikiki saymıyorum) 5 gole imza attı Şenol Güneş'in takımı. Bu da % 21 civarı yapıyor ki önemli bir oran.

Trabzonspor bu orta saha zenginliği ile he maçta rakip üzerinde belirli bir dönem baskı kurmayı başaracaktır, ama mesele yukarıda yazdığımız gibi oyun içerisindeki etkisizliği, bilinçsizliği minimum sürelere indirebilmekte.

Gençlerbirliği antrenör değişikliği sonrası ne kadar değişecek, ne kadar farklılaşacak hep beraber göreceğiz. İlhan Cavcav'da düzene uygu artık her sezon teknik adam değiştirme modası içerisinde, son 4 sezonda 4. teknik adam ile çalışacaklar Thomas Doll sonrası, kadroları küme düşme potasının üstünde yer alacak potansiyel de ama istikrarsızlığın getireceği sonuçları kestirmek kolay değil.

Hiç yorum yok: