12 Ekim 2010

Çöküşün Resmi...

Almanya maçındaki son 20 dakika kafaları karıştırmanın ötesinde bir umutsuzluk aşılamıştı ama "ne de olsa rakip yılların Panzeri , aradaki güç farkı için bu görüntü belki de normal" diye avutmuşuz kendimizi. Tablo gerçekten vahimmiş. Kalemize gelip gelmeme konusunda ciddi tereddüt yaşayan Azerbeycan karşısında maçın 20-40. dakikaları arasında gerçekten adına futbol denecek şeyi sergiledik sahada, geriye kalan 70 dakika için yorum yapmak bile nafile. Saha bozuk, top sürekli sekiyor tamam da ard arda 4-5 pas yapmak bu kadar zormu kadrodaki isimleri tek tek değerlendirince.

Bazı maçlar vardır, topu içeri dürtemezsin, direkten döner, kalecinin orasına-burasına çarpar ve daha maçın kısa bir dilimi geçmesine rağmen 90 dakikanın sonunda o 2.44 X 7.32'lik diktörtgene topun giremeyeceğini bilirsiniz. Bu gecede ard arda pozisyonları değerlendiremediğimiz 20-40 arasında da galiba aynı son bizi bekliyor düşüncesi oluştu birden bende ve malesef...

Hala bireysel performanslara dayalı ilerliyoruz, hiç bir zaman sistem takımı olamadık. Savunma yapma becerimiz Servet-Toraman'ın uyum sağlama ve potansiyellerini (!) sahaya yansıtabilme becerileri ile doğru orantılı, hücumda gol atmanın yolu 1-2 oyuncunun ayaklarının becerisine kalmış ise ne yazabilir hangi cümleleri söyleyebiliriz ki? Yenilen golde adam adama savunm ayaptık eyvallah , ama 2 adam topu üstünden atlıyor ve biz 3. adamı hala boş şekilde topa vuruken seyredebiliyoruz, daha ne demeli? Bireysel olarak formsuz oyuncu sayısı fazla, takımında forma şansı bulamayan ya da uzun zamandır giymeyen oyucular sahada olunca rakip ne kadar zayıf olursa olsun sahada futbol adına ortaya koyacaklarınız 20 dakika ile sınırlı kalıyor. Aslında becerikli olunsa o 20 dakika da da iş biterdi ama...

Burada Hiddink-Oğuz Çetin ikilisi oynamış oldukları kumarı kaybetmiştir bu akşam itibariyle. Tecrübeli isimleri belirli dönemi geçene kadar ne kadar formsuz olsalar da takıma alma riskini aldılar ilk 4 maçlık seride ve sonuç ortada: Kaybedilen 6 puan. Hele sonuncusu kabullenilir gibi değil. Bu grupta 1. olamamak normal sonuç ama 2. olacaksan en azından en iyi 2. olma şansını sonuna kadar kullanmaya çalış.

Evet, teknik ekip kadro seçimi ile çuvallamıştır. Bunu söylemek için 4 maçın sonucunu beklemek en iyisiydi aslında beklemeden de bunu söylemek mümkün dü, yine de kendi stratejilerinin ne kadar işleyeceğini görmek en mantıklısı olacaktı. Eğer siz bugün 1-0 geride iken gidip de oyuna son vuruşları felaket derecede kötü, son dönemde bir güven kaybı yaşayan Sercan'ı oyuna alıyorsanız ve kadrodaki diğer forvet de Halil ise kusura bakmayacaksınız. Ya da 2. yarıda oyuna gerçekten formsuz bir Nihat dahil oluyorsa ve ben umutlarımı daha o dakikadan uzak diyarlarda bırakmışsam... "Daha iyisi vardı da biz mi almadık" sorusu mutlaka gelecektir daha iyi olmayabilir ama daha formda olanını bulmak sizin göreviniz.

Alt seviyeden oyuncu çıkmıyorsa, zaten bir sistem dahilinde oynamıyor ve bireysel performansa bağlı iken oyuncularımızın çoğu formsuzsa, yurtdışından gelen lejyonerlerin yalnız birini ihraç etmişsek ki o da yedek kulübesine hapsolmuşsa diğerleri de gurbetçi çocuğuysa, sen hala yabancı sayısını arttırıp Türk Futbolu zarar görmez diyorsan sanki her sene genç takımlarda çok parlak delikanlılar yetiştiriyormuş gibi, bu kadar çok eksik bir arada iken futbol şansı da seninle değilse ve sahada bazen Faroe Adaları oyuncularının yapmayacağı kadar temel ve basit hatalar yapıyorsan bugün ve yarın tabelada yazılacak hangi sonuca şaşırabiliriz ki?

Bu akşamın da özeti budur, matematik te çift sayıda eksi bir araya gelince artı olur diyorlardı ama kandırmışlar bizi. Bu kadar çok negatif bir artı bile yapmıyormuş meğer...

Hiç yorum yok: