17 Haziran 2010

Dünya Kupası Gün # 4-5-6















Maçların yarısını izleyemiyorum malum iş vakti... Maçların yarısı 6 dan önce bitiyor zaten biz de geri kalanlar ve özetler ile yetinmek zorunda kalıyoruz. 3 günün bir özetini geçmek istiyorum.

İlk tur maçlarına damga vuran bir kaç nokta var: Gol kısırlığı, kaleci hataları, tatsız tussuz futbol ve tabiki vuvuzela. Dün G. Afrika-Uruguay maçı ile başlayan 2. maçlar daha zevki ve heyecanlı geçecek orası kesin, en azından ilk turdaki sıkıcı atmosferden ciddi oranda kurtulacağız.

Bu 3 günde akıllarda neler kaldı derseniz herkesin derdi İspanya'nın yenilgisi olacaktır. Borgez bloğunda gayet güzel anlatmış, Otzmar Hitzfeld'in olduğu yerde her zaman umut vardır, benim açımdan da İspanya favoriydi ama hep bu teknik adamın elemelerde kaldığı yerden devam etme ihtimalini bir köşeye yazmıştım. Dün pasif bir oyu oynamış olsalarda Hitzfeld'in mutlaka bir bildiği vardır. 2 kez Şampiyonlar Ligi ve 1 kez de son dakikada yenilen 2 golle kaybedilen final üstüne 7 Bundesliga Şampiyonluğu olan varsa gelsin yorum yapsın ama tablo ortada. Bazı teknik adamlar vardır elinin bir takıma değdiğini anlarsınız,İsviçre'de bu durumda şu an. Gruptan çıkmaları da gayet normal sonuç olur benim için.

İspanya işi zora soktu. Şili maçı artık final havasında geçmek zorunda oradan mutlak 3 puan ile çıkmak gerek. Honduras'tan çok fazla beklenti yok, orada bulunmaları bile güzel.

2. tur maçlarının ilkinde Uruguay, ev sahibine net tarifeyi uyguladı. Zaten kısır bir kadro yapısı ve oyun kurgusuna sahip olan Pareira'nın ekibinin daha iyisini yapması mümkün değildi. Vuvuzela bile  kurtaramadı onları. Bşata Forlan'ın muhteşem orta saha performansı, sonrasında da Perez'in dinamizmi yazılmalı bu maç sonrasında, en sonda da Ömer Üründül hatırına Suarez'den bahsedilmeli. İyi bir kadro ve böyle öne çıkan isimlerle başarılı olmak gayet doğal. Meksika maçını kaybetmedikleri takdirde 2. tura yelken açacaklar.

Arjantin ilk maçta yapamadığını G.Kore karşısında yaptı, Messi-Higuain fırtısınası ile 4'leyiverdiler çekik gözlüleri. Farklı mağlubiyet Yunanistan'ın şanslı Nijerya galibiyeti sonrası onlara pahalıya patlayabilir. Sahada gördüklerimize bakınca Arjantin-G.Kore ikilisinin el ele çıkması bir futbolsever olarak beni memnun eder. Yunanistan'ın artık kabak tadı veren kadrosu ve uyutan futbolunun daha fazla ilerlemesine gönlüm elvermez açıkçası.

Hollanda ilk maçta şanslı bir golle galibiyete uzandı. Oger'in kendi kalesine gönderdiği top maçın dönüm noktasıydı, sonrasında gelen 2. golün pek de önemi yok aslında, zaten film kopmuştu. Yalnız acil bir Robben takviyesi hem izleyicilere hem de Portakallara iyi gelecek, orası kesin.

Portekiz bir başka hayal kırıklığıydı ilk maçlar neticesinde. Karşındaki rakip Fildişi Sahili tamam ama Brezilya'nın da olduğu gruptan çıkmak için daha fazlası gerek. Brezilya ısınmakta zorluk çektiği maçın kilidini kaleci hatası artı şans  karışımı bir gol ile açtı, onlar da ilk maçların ruhsuzluğuna ayak uydurdular.

Tempo yavaş yavaş artacak gibi görünüyor, beklemedeyiz...

Hiç yorum yok: