17 Kasım 2009

Elano Mevzusu



Uzun zamandır yazamadık, fırsat bulamadık, yazmak içimizden gelmedi, hayat meşgalesi peşindden sürükledi vs. vs. Ama işin özeti blog işi ciddi emek, özveri istiyor; kolay değil. Dükkanı kapatmaya falan niyetim yok, sadece esnaf deyişi ile "cumadaydık gelecez" tabelasını bıraktık arkamızda.

Gelmişken de şu sıralar yine basının ısıtmaya çalıştığı mevzudan, Elano'dan giriş yapalım. Pazar günü gazeteler de internet sayfalarında Brezilya-İngiltere maçından bahsedilirken Elano'nun yaptığı asiste dikakt çekilmişti. Hatta bazı kaynaklar daha ileri gidip Brezilya Milli Takımı'ndan farklı Galatasaray'da farklı bir tablo çizdiğinden bahsetmiş. Ortada bir bilgi kirliliği var, kendi penceremden Elano ve Galatasaray üzerinde konuyu özetlemek istiyorum.

Öncelikle eğer konu bir futbolcu ise mantıklı yorum yapmak için kemiksiz 3 maçını izlemek lazım. Elano transferinin gündeme bomba gibi düştüğü ilk anlarda Brezilyalı hakkındaki ilk yorumum bu olmuştu (Transfer Sonrası İlk Değerlendirme). Temkinli bir yaklaşım vardı, çünkü ortada sağlıklı bir değerlendirme yapacak kadar bilgi sahibi değildim.

Transferden yaklaşık 1.5 - 2 ay sonra Brezilya Milli takımı ve Galatasaray'daki bazı maçları sonrası Elano-Galatasaray birlikteliğinin sağlıklı bir zemine oturması noktasındaki endişelerim üzerine bir yazı yazdım(Buradan ulaşılabilir) .Genel görüşüm mevcut Elano çizgisinin Galatasaray'ın ihtiyacı olan oyuncu tipi ile uyuşmadığı ve an itibari ile transferin pek de verimli olmadığı yönündeydi.

6 Eylül'de yazılmış o yazının üstünden yaklaşık 2.5 ay geçti ve ortadaki manzara Elano'nun bu görüntüsü ile Galatasaray için bir hayal kırıklığı olacağı yönünde. Peki neden? Gerek Brezilya gerekse de Galatasaray forması altında oynadığı maçların en büyük ortaklığı Elano'nun temposuzluğu hakkında fikir vermesi oldu. Son İngiltere maçında asist yapsa da maçın büyük bölümünde temposuz ve dikine oynamaktan uzak duran, top ile dripling yapıp adam eksiltme konusunda girişim de bulunmayan oyuncu havasındaydı. Dunga, Elano'yu kenar adamı olarak sağ çizgiye yakın oynatıyor ama burada oynayan oyuncudan daha hareketli ileri-geri bir oyun yapısı beklenirken daha durağan bir görüntü ile karşı karşıya kalıyorsunuz. Ortada oynama mevzusuna gelince, topla dripling yapma adına net bir şey görememenin de etkisiyle bu bölgede oynama adına da ciddi eksiklikleri bulunduğunu düşünüyorum.

Oysa Galatasaray'ın orta sahada ileri geri oynayabilecek, adam eksiltebilecek, ara pasları atabilecek bir oyuncuya ihtiyacı vardı. Lincoln sonrası takımın yaratıcı oyuncu noktasındaki sıkıntısını aşması ve aynı zamanda Lincoln'ün yaratıcı özelliklerine ek olarak oyunun takım savunmasının içinde olabilme tarafını da yerine getirebilecek bir oyuncu orta sahaya ilaç gibi gelecekti. Çünkü geçtiğimiz sene Skibbe zamanında kaybedişen puanların çoğu Lincoln'ün olmadığı maçlarda geldi. Buradan hareketle orta sahaya bu özelliklerde Emre Belezoğlu'nun oyu karakterine sahip bir ekleme gerekliydi.

Diğer taraftan da ilk transfer sonrası bloglarda yazılanları, bazı spor adamlarının Elano için söyledikleri övgü dolu ifadeleri düşündükçe nasıl bu kadar aykırı düşündüğümüzü anlayamıyorum ama Elano neredeyse 180 derecelik bir değişim geçirmediği müddetçe Galatasaray için ihtiyaç duyulan boşluğu doldurabilecek oyuncu olamaması nedeniyle efektif bir transfer hareketi olarak adlandıramayız İngiltere'den gelişini. Forvette oynayıp 20 gol dahi atsa bu konudaki fikrimin değişmeyeceğini de belirtmem gerekir, çünkü ne yazık ki Türkiye'de kulüplerin transfer hareketleri 2-3 yöneticinin futbol bilgisi çevresinde döndüğü için takım ihtiyaçları-oyuncu özellikleri örtüşmesinin maksimum düzeyde gerçekleştiği hamleleri görmek kolay olmuyor. Elano'da bu tür bir değerlendirme ile örtüşüyor. Takımlar trasnfer yaparken "Kadro Mühendisliği" gerçeğinden hareket etmedikçe, alternatifleri analitik bir süzgeçten geçirerek değerlendirerek karar vermedikleri müddetçe bu tür konular üzerindne bize daha çok malzeme çıkar. Mesele Elano, Kewell gibi adamları almak değil kimse tanımazken forvetinize Ilie gibi adamı koymak sağ bek de Filipescu gibi bir oyuncu ile açığınızı kapatabilmektir doğru olan bence. Bu noktada daha önce de yazdığım görüşlerimin altını yine bu şekilde çizmek istiyorum.

Sözün özü, oyuncu yapısı-takım gereksinimleri kesişmesindeki alanın büyüklüğü göz önüne alınarak yapılmış bir transfer değil Elano'yu Manchester semalarından Florya' ya getiren. İlerleyn zamanlarda takım içinde basının abarttığı gibi bir sorun çıkarmasa da Rijkaard ve Elano özelinde huzursuluk kaynağı olacak bir mesele olacağa benziyor.

Hiç yorum yok: