27 Kasım 2009

Bursaspor 1:0 Galatasaray



Barcelona'yı izlemek futbolseverler için keyifli olduğu kadar ızdırap dolu. Hafta içi oynanan maçtan sonra böylesine bir 90 dakikaya tanıklık etmek, üstelik takımlardan birinin başında Barcelona'yı 2 sene öncesine kadar 5 yıl süre ile çalıştırmış bir hoca var olduğu gerçeği sizi futboldan soğutabilir. Rıdvan Dilmen'in hafta içi mnaçta yapmış olduğu " suçunu inkar etmeyeni Barcelona'nın karşısındaki takımın orta sahasına koyacaksın" espirisini biraz daha değiştirerek "Xavi-Iniesta resitalinden sonra Mehmet Topal-Mustafa Sarp-Hakan Balta-Barış dörtlüsünü 90 dakika izleteceksin" şeklinde degiştirmek de pekala mümkün.

Rijkaard-Neskeens 2'lisinin bazen ne yapmak istediğini anlamakta zorluk çekiyorum. Bazı gerçekleri nasıl bu kadar görmezden geliyorlar gerçekten şaşırıyorum. Sahaya çıkan kadroya baktığınızda, Barış-Topal-Mustafa 3'lüsü ile oynayan 3 maçta ortalama sırasıyla 2-3-3 gol kaydedildiği, toplamda ise 2 gol yenildiği görülüyor. Yani bu 3'lü takıma defansif direnç katarken hücum anlamındaki üretkenliği düşüren bir hüvviyete sahipler. Bunun yanına sezon başından beri Galatasaray'ın oynadığı maçları dikkatli izlerseniz atakların çoğunda ceza sahası içi ve çevresinde gole yakın oynayan oyuncu sayısının pek nadir durumlarda 3'ün üstüne çıktığını görürsünüz. Bunu daha önce de yazdım Galatasaray'ın bariz bir ceza sahasında çoğalma problemi var. Ortada bu gerçek durur iken sahaya Nonda gibi bir oyuncuyu kenarda bırakarak başlamanın manası nedir? Üstelik başlangıçtraki saha içi dizilişi bakınca Arda-Kewell 2'lisinin neredeyse üst üste binerek başladığını, Keita'nın sağ çizgide yer aldığını ve Barış-Topal-Sarp 3'lüsünün ise klasik görev yerlerinde olduğunu görüyoruz.

Başlangıçtaki bu şablon bir süre sonra değişti; Barış, Sabri'nin önünde sağ çizgide daha çok görülmeye başlandı Keita biraz daha içeriye ve sol çizgiye kaydı, Kewell ortaya geçti ama tüm bu gelişmeler olurken ceza sahası içerisine giren, pozisyon kovalayan herhangi bir oyuncu görülmüyordu. Mustafa Sarp'ın ileri çıkışlarından yararlanılması düşünülmüştü ama onun da serseri bir kurşun olduğu geçtiğimiz haftalardan belliydi, olumlu sonuç alma garantisinin olmadığını görmek için kahin olmaya gerek yoktu. Sahaya Nonda'sız çıkmak için elde geçmişten gelen sağlam veriler yokken, saha içindeki dizilişte takıma gol kazandıracak organizasyonlardan uzak olduğunu belgeliyordu. Bu durum ciddi bir teknik adam öngörü hatasıdır benim için. Haaa bu 2'linin hata yapma lüksü elbet vardır, olacaktır da ama bunun bence bir hata olduğunu söylemek de bizim açımızdan yapılması gerekendir.

Peki ne yapılabilirdi? Eğer sahaya Nonda'sız çıkıyorsanız orta sahanın hücum dönük iş yapmasını sağlayacak, takımı ileri taşıyacak oyunculara görev vermelisiniz. Örneğin, Ayhan-Elano kullanılabilirdi bu anlamda (Elano'nun verimli olamayacağpını yazdım ama genel düşünce olarak teknik adamın vermek istedeği nokta santraforsuz mesaja daha uygun oalcağını belirtmek için yazıyorum). Çünkü yukarıda da belirttiğim gibi Barış-Sarp-Topal 3'lüsünden başka bir görev beklenmekteydi ama özellikleri itibariyle totalde bu katkıyı yapacak oyuncu üçlemesi bu olamazdı.

Oyuncu değişikliklerine anlam vermek de kolay değildi. Gole ihtiyacı olan bir takımda tüm savrukluğuna rağmen çıkan isim Keita mı olmalı ortadaki 3'lünün verimsizliği gün gibi aşikarken? Ya da oyuna sonradan giren Elano'nun temposuzluğu ve dikine ilerleyememe özelliği bilinirken, forvet arkasında hücuma destek vermek yerine defanstan top çıkarmasını beklemek de neyin nesi? Her açıdan kötü, çok kötüydü Sarı-Kırmızılı ekip. Teknik yönetim, futbolcular...

Teknik yönetimdeki bu soru işaretlerine oyuncuların saha içerisindeki her an hata yapmaya meyilli, ruhsuz, mücadeleden kaçan, top takım arkadaşında iken boşa kaçıp ona alternatif yaratma derdini taşımayan be statik duran, disiplinden uzak görüntüleri de eklenince daha 15-20 dakika geçtikten sonra Galatasaray'ın bu maçı kazanmasının zor olduğu anlaşılıyordu. Bu formayı giren oyuncuların sıradan bir takımda oynarmışçasına motivasyondan yoksun bir şekilde oynamaları kabul edilecek gibi değil. Her şeyden önce öyle bir geri dörtlüsü varki Galatasaray'ın, inanın 2 farklı bile önde olsa takım için galibiyetin garanti olduğnu söylemek zor. Haftalardır yanı saha içi diziliş hatasını yapan bir savunmadan bahsediyorum. Rakip oyuncu çizgiden ceza sahasına doğru yaklaştığı sırada defans oyuncularının birbirleri ile olan mesafelerini, haretketlenme doğrultularını ve adam paylaşmalarını dikkatle izlerseniz ne demek istediğimi anlayacaksınız. Bursaspor'un Sercan ile maçın başında sol çizgiden getirdiği topu Franco almasa arka tarafta muhtemelen Turgay içeri gönderecekti. Geçen hafta Simpson ve 10. haftada Alex'in attıkları goller neredeyse bu pozisyonun kopyası gibiler. Temel bir yanlışlık va savunmada, 4 oyuncunun totalinin ortaya koyduğu sorynlar yumağı bu.

Hep takım savunmasının öneminden bahsederiz, mutlaka takımın yediği gol sayısını azaltacak en temel etkendir topkeyün topun gerisine geçmek ama eğer savunma oyuncularınız bireysel savunma anlamında yeterli değillerse her ana gol yeme riğski ile başbaşasanızdır. Beşiktaş'ta Ferrari, Fenerbahçe'de Lugano savunma özellikleri gelişmiş oyuncular olarak takım savunmasının zaafiyet gösterdiği anlarda önemli hamlelerle sıkıntıları bertaraf edebiliyorlar. Oysa Galatasaray tarfına gelince hem savunmanın göbeğindeki Gökhan-Servet ikilisi hem de sol tarafta Hakan Balta her an patlamay hazır bomba gibileri. Servet-Gökhan ikilisinin aynı anda sahada olmalarının artık dayanılmaz boyutlara ulaştığı ortada; fakat hücum yönünde yokları oynayan Hakan'ın savunmada da düşük performans göstermesi sorunu daha da büyütüyor. Savunmanın göbeği acilen yakviye istiyor, 2*2=4'tür artık bu. Balta'nın yerine de takviye şart ama oraya gelene kadar daha acil pozsiyonlar var.

Orta saha ise evlere şenlik. Mehmet Topal-Arda gibi oyuncuları Galatasaray yurtdışına nasıl satacak ya da hangi kulüoler talip olacak bu adamlara merak ediyorum. Mehmet Topal, özellikleri kısıtlı, sadece mücadele eden bir adam. Savunmanın göbeğinde oynaması kendi kariyeri için daha iyi olacaktır, yoksa bu haliyle modern bir orta saha oyuncusu olması neredeyse imkansız. Arda, eğer Polat'ın kariyer planlamasına göre hareket decekse futbolu burada bırakarı. Hiç bir süt düzek takım almaz Arda'yı kardeşim, buraya yazıyorum. Arsen Wenger gibi adam Arda'nın temposuzluğunu, oyunu yavaşlatan yapısını ve bunun geliştirilmesinin çok kolay olmadığını görmeyecek mi sanıyorsunuz? Arda eğer kalbürüstü bir takıma gitsin müthiş bir menejer başarısı olur bu.

Bu sezon Fenerbahçe maçı ile beraber en kötü 2. performansı gördük bu akşam. Kadro yapısını göz önüne alınca benzer manzaralar ile sezon boyunca karşılaması çok doğal Galatasaray'ın. Şablondan bağımsız olarak modern futbol oynamaya elverişli bir kadro yapısı yok Galatasaray'ın. Takviye yapılmaz ise bu sezon böyle 2 ileri bir geri modunda gider. Orta sahay hayati bölge ve adma gibi tempo yapacak, oyunu 2 yönlü oynayacak oyuncu nerdeyse yok kadroda. Burada en büyük suçun yönetimde olduğunu itiraf etmek gerekiyor. Adam akıllı bir transfer sistemi olmadığı için 2-3 yöneticinin çabaları ile daha çok isimler üzerinden gidilerek ilerleniliyor. Örneğin, Elano hangi eksiği kapatması için alındı Galatasaray'a? Haid onu geçtik, hangi eksikliği giderebilecğeini kim söyleyebilir? Yapılacak şey, Dünya Kupası sonrası piayasısını bulmasını beklemek ve elden çıkarmak, şimdiden geçmiş olsun.

Bursaspor'un iyi oynadığından dem vurulacaktır yarın ama bunu söylerken/yazarken bir de karşı takıma bakmak gerekiyor. Defansı ve orta sahası rezil halde bir Galatasaray'a karşı fazlası ile çekingen oldukları da iddia edilebilir. Daha önde basarak zaten top kullanma konusunda ciddi sabıkası olan defans ve orta saha hattını çok kolay bozarak daha etkili olabilirlerdi, ama bunu çok fazla denemediler. Kanatlara yüklenmeyi düşündüler, golü de bir kanat akını sırasında buldular ki o ana kadar hem Sabri hem de Hakan Balta'nın bıraktığı boşluklardan net pozsiyonlar bulmuşlardı. Ertuğrul Sağlam daha cesur adımalr atrabilirdi, Galatasaray'lı oyuncuların üstündeki formalraı bile değiştirseniz Bursaspor'un saha içindeki çekiğnik tavrı değişiebilirdir. Bazen takımlar gereğinden fazla büyütülüyor, içindeki küçük futbol beyinleri görmezden gelinerek. Galatasaray'da bunun kaymağını yedi. Her hattı ile çresiz ve ne yaptığını bilmez halde iken karşısında bu zaafları kullanmayı düşünmekten ziyade maçı kaybetmemeyi düşünen bir mantelite vardı, bu akşam Galatasray adına yazılacak tem olumlu taraf buydu.

Artık farkına varmak, gerçekleri görmek vaktidir. Galatasaray'ın sorunu şablonlarla, saha içi dizilişleri ile kolayca açıklanacak yada 4-3-3 oynayamaz denilerek sıyırılıncak cisnten değil. Temel bir kadro palnlaması zaafiyeti olduğu açık, bireysel oyuncuların bir araya gelişi ile oluşna bütünlüğe takım demek çok Sarı-Kırmızılı ekipte. Zaman geçiyor ama futbolun üstüne konulmuyor, ilerme sağlanamıyor.Nasıl çözülür, kim çözer açıkçası ben de bilmiyorum, çünkü geçen seneden ileride görmüyorum şu an gelinen noktayı futbol olarak. Puan tablosu da benzer şeyi söylüyor: Yalnız bırakılmış Skibbe'nin geçen sezon aynı haftada getirdiği nokta bu senenin yalnızca 1 puan gerisinde. Varın gerisini siz düşünün!

2 yorum:

Unknown dedi ki...

Merhaba Sacit Abi,
Bugün ilk defa bir Galatasaray maçı izlediğime pişman olmuş durumdayım.Ben Galatasarayı(fener maçları da dahil)hiç bu kadar aciz görmemiştim. Bu kadar berbat ve aciz bir top oynanmaz. Hakan Balta,Servet,Gökhan Zan,Mustafa Sarp,Mehmet Topal ve Barış derhal bu takımdan temizlenmeli.Devre arasında çok kaliteli bir stoper, bir sol bek, bir orta saha ve bir forvet(baros iğleşmezse diye düşünerek)alınmazsa Galatasaray en iyi 3. olur bu sezon ve uefada da en fazla 2tur daha gider ilerisi de olmaz.Aslında maddi olarak düşürürsek Elano ve Servet elden çıkartılıp yerine bu 4 transfer yapılabilir; sol bek ve forvete türk mesela forvet için sercan ve sol bek için paf takımındaki oyuncu alsa Hakan Baltanın bu sezon ki halinden iyidir ve orta saha ve defans ortasına "TOP KULLANMAYI BİLEN"iki adam alınırsa ayrıca altyapıdan yapılacak daha karakterli ve mücadeleci futbol oynayacak topçularla işler tamamen değişebilir ; bilmiyorum yanılıyormuyum.
Saygılarımla..

Sacit Tekin dedi ki...

Kadir selam,

Katılıyorum, geleceğe dair senaryo budur daha fazlası mevcut kadro ile olmaz. İsmi geçen oyuncuların hepsinin alternatifleri hatta daha verin,mlileri pekala bulunabilir ama sorun transferlerin nasıl yapıldığında. Mevcut transfer politikası ile bu admların da yerini dolruramamaktan korkuyorum.

Son 3-4 yıldır aldığımız hiç bir yerli oyuncudan istediğimiz verimi alamadık, Servet hariç ki onun da tarzını beğenmem.

Galatasaray'ın oyuncu tarnsferi yapmadan önce takımın eksikliklerini ve bu eksiklikleri tam olarak belirleyebielcek bir trasnfer ekibine de ihtiyaç var. Yoksa aynı kısır döngünün dışına çıkmak imkansız.