23 Kasım 2009

Galatasaray 1:1 Manisaspor



Bir gün önce oynanan derbi sonrası 3 hafta öncesinde liderin 5 puan gerisine düşümüş takıma liderlik şansı altın tepsi ile sunuluyorsa ne olursa olsun yapılması gereken o mçaın kazanılmasıdır. Geçen sene Beşiktaş ve Sivas'ın defalarca ikramda bulunmasını değerlendiremeyen takımın izlerini yeniden görüyor olmak, eldeki fırsatları cömertçe harcanmasına tanıklık etmek kolay anlaşılır bir durum değil.

Fenerbahçe maçı sonrası denenen 4-3-3'e uygun diziliş ile gelen puanlar sonrası benzer bir kurgu ile sahaya çıktı Galatasaray. Sarp-Topal-Ayhan 3'lüsü ile oluşturulan yapı ile en temel amaç defansif bütünlük oluşturmak ve orta sahada topa basan bir takım yaratabilmek ama burada daha temel bir gerçeklik malesef göz ardı ediliyor ya da tercihler listesinde arka plana atılıyor. Önde hücum gücü yüksek oyuncular ile oluşturulacak kadro ile takım savunmasında yaşanılan sorun ile yüzleştikten sonra mecburen bu tür hamleler yapıldığı kanısında olsam da bu orta saha 3'lüsü ile top kullanmanın mümkün olmadığı tahmin edilmeli özellikle de kenarda Rijkaard-Neskeens ikilisi var ise.

Surinamlı'nın imzası sonrası 4-3-3'e ilişkin görüşlerimizi belirtip Galatasaray'ın mevcut kadrosu ile yapılabilecekleri sıralarken üzerinde durduğumuz en temel mevzu orta sahadaki 3'lünün oyunu 2 yönlü oynama becerilerinin en azınddan ortalama seviyede olması gerektiği yönündeydi. Önlibero denilen kavrama fazlasıyla takılıp orta sahaya sırf mücadele ettikleri için bazı oyuncuların yerleştirilmesi takım dengesi üzerinde dün akşam görüldüğü gibi fazlasıyla negatif etki yapıyor. Eğer elinizde Topal-Sarp-Ayhan gibi adamlar varsa aynı anda Ayhan'ın yanında diğer 2'liden 1'ini tercih etmeniz ve bunu da yaparken 3. adamınızın Emre Belezoğlu tipinde oyunu 2 yönlü oynama becerisine sahip olması gerekiyor. Bunu yapmadığınız zaman da ileride gol kısırlığı çektiğiniz durumlarda orta sahada topa sahip olamamanın getirdiği sıkıntı ile rakipten baskı yemeniz ihtimali de artıyor tıpkı dün akşam olduğu gibi. Tamam belki Manisa hissedilir baskı kurmadı ama topun kimin yarı sahasında daha çok kaldığı verisine bakmanız bile çok şey anlatır size.

Elano'nun transferini ilk andan itibarem işte bu açıdan değerlendirmiş ve bu orta sahada oyunu 2 yönlü oynayan oyuncu eksikliğini gidermez ise sahanın diğer hangi mevkisinde oynarsa oynasın Galatasaray için verimsiz bir transfer olarak değerlendireceğimi söylemiştim ve malesef zaman beni haklı çıkaryor. Elano büyük bir futbol belası olma yönünde ilerliyor Galatasaray'da.

Tüm bu konular bir yere çıkarıyor artık yolumuzu: Kadrolar kurulurken strateji ve planlama eksiklikleri. Evet, Galatasaray oyuncu transferi yaparken ne yazık ki isimler üzerinden hareket ediyor ama nerelere, hangi mevkilere, hangi özelliklere sahip oyunculara ihtiyacı olunduğu, takım içerisindeki oyuncu yedeklemesini nasıl yapılacağı gibi derinlemesine konulara yeterince değer vermiyor. Daha teknik bir tabirle Kadro Mühendisliği mantığı ile analitik hesaplar yapılması gerekirken yuvarlak mantıklar ile rota belirleniyor. Örneğin, orta sahadaki eksiklik bas bas bağırırken forvet ya da daha farklı mevkiler üzerinde duruyor. İşte ana sorun burada.

Bugün bir futbol takımının ortalama yapabilirliği hakkında tahminde bulunmak istiyorsanız yapmanız gerekn orta sahadaki 4 ya da 5 oyuncusunun birbirini bütünleme, oyunun 2 yönlü oynayabilme kapasiteleri açısında değerlendirmektir emin olun başka hiç bir şeye bakmanıza gerek bile yok. Bu açıdan ortasaha bu kadar önemli iken başka şeylere takılmanın hiç bir anlamı kalmıyor. İddia ediyorum, Galatasaray tüm sezonu sadece Baros ya da Nonda ile oynasın ama orta sahası bu modern anlayışa biraz daha uygun olsun, hiç bir maçta gol sıkıntısı çekmez. Genel anlayışın tersine gol atma beceriniz sahadaki forvet oyuncularının sayısından ziyade, orta sahada gole yakın durabilen oyuncularınızın sayısı ile orantılıdır daha çok.

Tüm bu görüşlerden sonra sorulacak tek kalıyor geriye dünkü maçı daha iyi yorumlayabilmek adına?

1) Galatasaray hücum ederken aynı anda ceza sahası içerisinde ya da hem çevresinde gole yakın kaç oyuncu bulunuyor?

Bir çok maçta özellikle dikakt ediyorum bu noktaya, kesinlikle temel sorunlardan birinin bu olduğunu düşünüyorum.

Bunun ana sebeplerinden biri de dün akşam olduğu gibi Servet-Gökhan 2'lisinin geriey fazlası ile yaslanarak , alanı ve bloklar arası mesafeyi daraltamadan geniş alanda oynaması. Özellikle Gökhan'ın oyun tarzının Galatasaray'ın sahadaki futbol mantalitesini etkileyen en önemli negatif etkenlerden biri olduğunu düşünüyorum. Servet'e yakın tipte bir oyuncu olması da cabsı tabiki. Dolayısı ile Servet var ike yanı tipte başka bir oyuncuyu daha göbeğe yerleştirmenin bir anlamı yok. Önümüzdeki sezonun planlaması yapılırken dikkat edilmesi gereken başka nokta da bu olmalı.


Galatasaray adına en sevindirici hadisa Kewell'ın son haftalardaki artan performansının geçen sezonun da ötesinde bir boyuta taşınmış olması. Mücadele gücünün oldukça arttığını görüyoruz ve ileri-geri oynama adına oldukça gayretli, dün yine gol pozisyonlarının çoğunda O vardı.

Dün bu sıkıntılara sahip Galatasaray karşısında ileri uçta Simpson dışında bir üretkenliği olmayan Manisa sadece orta saha dinamizmi sahayesinde tutunabildi 1 puana. Yiğit-Nizamettin gibi oyuncular Topal-Sarp 2'lisine göre çok daha verimliydiler. Orta sahada hücumda destek verecek, top yapabilen bir isim ile ileride Yaser'e göre daha yetenekli biri olsa tabela da rakip takım adına daha farklı bir skor görmek de mümkün olabilirdi. Mesela Sezer Öztürk kenarda otururken Mesut Bakkal'ın oyuna sokmayışı şaşırttı beni.

Galatasaray'ın bu kadro sıkıntısını aşması kolay değil, çünkü dengeli bir kadro yapısının oluşturulamadığını görüyoruz. Dolayısı ile sezon içerisinde benzer konulu yazıları Sarı-Kırmızılı ekbin yazdırma olasılığını fazla görüyorum.

Hiç yorum yok: