15 Ağustos 2010

Kaldığımız Yerden Devam: Sivas 2:1 Galatasaray














Geçen sene 2. yarı oynanan herhangi bir maça ait yazıyı alıp bu maçın analizi olarak sunmak için 10 larca neden var. Bir takım bu kadar mı aynı hataların tekrarları üzerine kurgular futbol yönetimini, saha içi düzenini ya da futbola ait unsurlarını. Bu kadar çok yanlışın olduğu bir yerde hem bu maç özelinde hem de sezon genelinde umutlu olmak ne kadar mantıklı olabilir ki?

Herkes yazmaktan bıktı ama Galatasaray yönetimi  bir türlü sorunları çözmeyi beceremedi, kaos içerisinde olursunuz ve teşhisi bulmak kolay değildir orası tamam ama problemler bu kadar açıkken bile doğru adımları atamamak akıl mantık işi değil. Orta sahaya 2 senedir şöyle aklıyla mücadelesini birleştiren 1 oyuncu alamaz mı Galatasaray? Ya da 5 sezondur sağ bek rotasyonunda çekilen sıkıntıya hala çözüm bulamaz mı? Neden stoperden bozma adamlarlan sağ bek alternatifi yaratılmaya çalışılır?

Şimdi Galatasaray yönetimi oyuncu satarak kaynak oluşturmaya çalışırken bile takım kurgusuna inanılmaz zarar veriyor. Servet'in bu takımda kalması şaka gibi aslında. Frank Rijkaard'ın takındığı tavır çok haklıydı ve Servet'i mevcut yapısı ile istememesi gayet normaldi. Durum bu iken Servet'i uygun fiyata pazarlayamayıp sıkıntılı sağ bek pozisyonunda Uğur'a yol vermek tam da Adnan Sezgin deyişi ile "tezlik" bir vaka.

Lorik Cana için daha önce de yazdım tekrarlıyorum. Marsilya, Sunderland gibi takımlarda ilke senesinde kaptan olabilmek her oyuncunun başarabileceği bir şey değil ama Galatasaray'ın sorunlu orta sahasına alınacak ilk isim Cana mı olmalıydı soruyorum sizlere? Emre Belezoğlu tipinde bir adam ihtiyacı gün gibi orta iken bu kadar plansız transfer sistemi olan, 5 kişilik transfer listesinin yarısı hala boşta duran bir takımın Cana'yı alışına sevinmemeli. Siz öncelikli ihtiyacınız olan ayağı top yapan, oyun zekası iyi 2 adam alırsınız ondan sonra Cana'yı da oraya yerleştirirsiniz, gayet şık olur ama işe tersten başlarsanız burada bir sorun var demektir.

Klasik Galatasaray görüntüsü yani sıkıntılı bekler, artık kabak tadı veren orta saha ve Kewell ile efektif hale getirilmeye çalışılan forvet hattı ile Galatasaray Futbol Takımı'nın saha içi yapısı mevcut yönetim vizyonu ve teknik adam efektifliği ile birleşince gelecek adına hiç ama hiç umut vermiyor.

Dün NTVSPOR'da "Yenilsen de Yensen de" programında geçen 1 senenin ardından takımda herhangi bir olumlu değişim görememek Galatasaray taraftarını umutsuzluğa sürükleyen en büyük etken demiştim, durum aynen bu şekilde ilerliyor. Programda konuşulduğu gibi "Rijkaard'dan Kebap beklenmesi" tam olarak açıklamıyor durumu aslında. Rijkaard kendi yemeğini yapmaya çalışıyor ama eldeki malzeme inanılmaz vasat. Burada beklenen Rijkaard gibi bir şefin "Ben bu malzemelerle bu yemeği yapamam demesi" ve yerlerini daha kalitelilerle ikame etmeye çalışması olmalı bir Galatasaray taraftarı için ama burada Rijkaard'ın takındığı kanaatkar tavır inanılır gibi değil, beklenen -arzulanan tablo kesinlikle bu değil ve yapı içerisindeki en büyük problemlerden biri de bu.

Oyun için yazılacak pek bir şey de yok yukarıda yazılanlardan sonra, çünkü Galatasaray tarafında sorunlar çok açık ve net. Sivaspor klasik Mehmet Yıldız'a dayalı oyun sistemi içerisinde Ceyhun gibi sezonda bir kaç maç da olsa ekstra performansı ile takımı sürükleyen bir oyuncuyu da kadroya katınca Galatasaray' kalesinde gayet net pozisyonlar buldu. Fizik güç olarak daha diri ve hazırlardı, Galatasaray'a baskı uygulayabilecek her takımın elde edeceği neticelerden birini elde ettiler ve son 2 haftalık süreç içerisinde takımın oyun kalitesini 1-2 basamak yukarıya çıkaracak hamleler atılmazsa Galatasaray maçlarında bu sahneyi bolca yaşayacağız.

Hiç yorum yok: