12 Mart 2010

Takım Olabilmek & Takım Kurabilmek



Şampiyonlar Ligi'nde son kez kupayı aldıklarında takvimler 2002'yi gösteriyordu. Başarının gelmediği her yıl yeni yıldızların Barnebau'ya çıkışına sahne oluyordu. Ronaldo, Owen, Cannavaro, Robinho, Beckham, Kaka, Robben, C.Ronaldo gibi zaten kendini ıspatlamış isimlerin yanında Sneijder, Saviola, Gago, Baptista, Drenthe,Benzema gibi genç yetenekler de eklendi Los Galacticos kadrosuna. Ezeli rakibinin aksine kadroyu kendi bünyesinden isimler yerine yapılmışlarına parayı harcama yoluna gitti Madrid ekibi. Şimdi geride kalan 7 yıla bakıldığında ligde alınan 2 şampiyonluk dışında herhangi bir başarı olmadığı görülüyor. Asıl hedefin La Liga olmadığı da bu 2 şampiyonluğu getiren teknik adamların (Schuster & Capello) ertesi yılda koltuklarını koruyamamalarından görülüyor.


Şimdi bu tablonun ardından İspanya'da Perez'in bu sınır tanımaz transfer politikasının verimsizliği gündemin ilk sırasına oturtulmuş durumda. Üstelik başarısızlığın nedenleri sorgulandığında en az payın Pellegrini'ye biçildiği de görülüyor. Madrid ekibinde bazı şeylerin çok ciddi şekilde sorgulanması gerektiği artık gün gibi ortada. Pahalı yıldızlara 100 milyonlarca euro'yu saçıp kadroya katmanın çok da işe yaramadığını anlamak için ardınızda bıraktığınız tabloyu okumanıız yeterli.
Diğer tarafta da kadrosundaki isimlerden bir kaçı dışında Türkiye'ye trasnferleri yapıldığında büyük ihtimaller futbol ulemalarının burun kıvıracakları Manchester United gerçeği duruyor. Kadrosudan önemli isimleri kaybetse de yerlerini aynı etkiyi ilk bakışta yaratamayacak isimler ile doldurmayı başarabilmenin sırrını bulabilmekte mesele. 3 büyüklerden herhangi biri yarın Atatürk Havalimanı'na Carrick, Fletcher, Vidic gibi isimlerden birini getirdiğinde ne kadar çoşku ile karşılanır bu hamle camialar tarafından. Kafaların yıldızlara odaklandığı ortamda futbolun gerçek emekçilerini, o birlikteliği takım haline getiren ana etkenleri kaçımız gerçekten layıkıyla görebilip değerlendirebiliyoruz ki? Hasan Şaş, Ümit, Ergün, Hakan Ünsal gibi isimler nerelerden gelip büyük başarıların paydaşı oldular?

İspanya'dan İngiltere'ye uzanan bu vizyon farklılığı aslında takım kurabilmenin ve sonrasında takım olabilmenin çok farklı unsurlar aynı zamanda başarıya giden yolun anahtarları olduğunu ortaya koyuyor. Son söz Ramiz Dayı'dan: "Mesele yıldız almak değil kardeşşş, kadrona kattığın isimler seni takım yapabiliyor mu, mesele bu işte kardeşşşş"

Hiç yorum yok: