31 Temmuz 2009

Netenya 1: 4 Galatasaray



As oyuncuların ve özellikle de Kewell'ın takıma girişi 1-2 vites yükseltti takımın Tobol karşılaşmasındaki performansını ama bu görece farkta Netenya'nın, Tobol'dan kalite olarak daha aşağıda oluşunun etkisini de belirtmek gerek. Kazak ekibi hem daha disiplinli hem de daha mücadeleci bir futbol koymuştu sahaya, İsrail ekibi bu görüntüden çok uzaktı.

Kadronun tecrübe katsayısının artması ile fark yavaş yavaş ortaya çıkıyor özellikle de rakip kalede pozisyona girme rahatlığı açısından ama yaşanılan sıkıntıların bazıları olduğu gibi tekrar ediyor. Öncelikle takım savunmasında bariz sıkıntılar var. Bunda tandemin uyumsuzluğu, ki bu uyumsuzlukta Gökhan'ın temel savunma yeteneklerindeki eksikliklerin büyük payı var, kadar orta sahanın rakip tarafından çok kolay geçilmesinin de etkisi var. Yani top rakipte iken şok pres ile hız kesme ve takım halinde topun gerisine geçilme noktalarında eksiklikler var. Orta saha bu kadar kolay geçilince de her an hata yapmaya açık bir tandem ve zaten sıkıntılı olan sağ bek ile pozisyon vermeniz sıkıntılı oluyor. Elano transferine bu açıdan yaklaşınca yaşanılan bu problemi gidermekten çok hücumdaki etkinliği katlayacak bir isim olarak değerlerlendirmek daha doğru olacak.

Ortada oynayan Mustafa - Ayhan ikilisi üzerinden de savunma zaafını açmak gerekiyor. Öncelikle Mustafa tüm iyi niyetine rağmen hem o bölge için yavaş hem de yaratıcı tarza sahip değil. Yani defanstan topu sırtı dönük alarak rakip kaleye yönelebilecek ve rakip ataklarda seri hareketlerle savunmayı rahatlatacak profili yok, bence hala bu takımda olmaması gereken isimlerden. Ayhan'da yine hız problemi yaşayan diğer oyuncu ve defansif oyunda da yeterince efektif değil. Sağlam bir Linderoth bu 2 oyuncunun toplamından daha iyi savunma yapar ama adamı problemsiz görmek neredeyse imkansız.

Gökhan-Servet 2'lisinin de topu oyuna sokma noktasında yaşadığı sıkıntı rakibin öne çıkarak savunma ve orta sahaya pres uyguladığı her maçta topun duvardan döner gibi kalenize gelmesine yol açar. Çünkü mevcut top kullanma sıkıntısına ek olarak orta sahadaki 2'li de topu alıp rakip kaleye hızla taşıyan oyuncular değiller, yani bir ifade ile savunmanın bu zaafını kapayacak kalibrede adamlara sahip değilsiniz an itibariyle. Dolayısı ile savunmanın göbeğine topla çıkabilecek, topu oyuna iyi sokabilecek bir adam düşünülebilir; ama orta sahaya Mustafa ve Ayhan'da olmayan belirtilen özelliklere sahip bir oyuncu takviyesi de takımın savunma gücünü ciddi biçimde arttırır, aynı zamanda hücuma çıkışları da hızlandırır. Benim ilk tercihim bu tarz 1 takviye olurdu, bakalım zaman ne gösterecek.


Bunlara ek olarak pas trafiğindeki düzelmenin daha ileri taşınabilmesi adında orta saha oyuncularının çok daha hareketli ver yer değiştirerek oynaması şart. İlk yarıda bir kaç pozisyonda Kewell orta çizgide topu alıp içeri doğru katettiğinde çevredeki tüm oyuncuların çakılı olmasından dolayı pas sıkıntısı yaşadığı ve topu geriye oynamak zorunda kaldığı net olarak görüldü. Ayhna ve Mustafa da ciddi biçimde hissediliyor bu eksiklik. 2. yarıda daha hareketli olunmasının meyveleri daha yüksek pas yüzdesi ve hızlı ataklar olarak geri döndüğünü de gördük.

Takımın genel değerlendirmesinden sıyrılıp 2 isme ayrı parantez açmak lazım: İlki Arda. Kaptanlık ile beraber oyun içerisinde aldığı insiyatif de arttı. Bunu sadece kaptanlığa getirilmesi sonucu sayaha yansıttığı bir yük olarak değil aynı zamanda Rijkaard'ın da üzerine bindirdiği bir sorumluluk olarak düşünüyorum. Bir kenar ya da orta oyuncusundan çok, serbest adam tarzında oynadı. Sol-Sağ-Orta her yerde gördük onu, 3 asist yaparak da güzel bir imza attı galibiyete. Geçen yıl Skibbe ile başlayan o futbol mantalitesindeki çıkışını bu sene daha da yukarılara taşıyacağına dair inancım tam.

Diğer bir isimse Kewell olmalı. Bu adamın takıma kattığı hava bambaşka. İlk yarıda neredeyse tüm pozisyonların içerisinde O vardı. Oyun zekası ile fark yarattığı apaçık ortada. Çok zorladı golü bulmak için ve 2. yarının başında o da noktayı koydu.

Son bir sözde Aydın için. Bugün her ne kadar geçmişe oranla daha iyi bir performans koysa da ortaya bunun yanıltıcı olduğunu düşünüyorum. Bazı anlarda saahda yürümesi, hareketsiz olması pek kolay hazmedilecek gibi değil. Hala vakit kaybıdır Aydın ile uğraşmak, Yaser-Aydın gibi isimlerle "kulübemiz zengin" edebiyatı yapamazsınız.

Hiç yorum yok: