18 Temmuz 2009

Galatasaray'ın Yerli Oyuncu Politikası

Bugün, Sabah Gazetesi'nden okuduğum bir haber hemen dikkatimi çekti, mevzuu Galatasaray'ın yerli oyuncu açısından kısırlaşan kadrosuydu. Haberi okurken tespitler o kadar hoşuma gittiki, hemen sayfanın başına dönüp analizi kimin yaptığına baktığımda Bülent Timurlek'in nam-ı diğer Aceto'nun adını görünce yüzümde "aklın yolu 1" sözüyle desteklemiş inceden bir tebessüm belirdi.

Bu konu benim de yaklaşık 1.5 yıldır üzerine basa basa belirttiğim hususlardan. Blog arşivinde en az 3 yazı durur bunula ilgili Galatasaray kadro analizleri yazılarında. Özellikle Adnan Sezgin'in göreve geldiği 2006 yılından beri yapılan transferlere bakıldığında tam bir facia ile karşı karşıya kalındığı rahatlıkla farkedilecektir. Bu süreçte toplamda yapılan 10 transferi (H. Balta, Servet, Volkan, Yaser, Ferdi, Orkun, Serkan Kurtuluş, Barış, Serkan Çalık, Alparslan) masaya yatırdığımızda Kalli'nin ısrarı ile alınan Servet ve Barış ile Hakan Balta'nın takıma katkıa yaptıklarını görüyoruz. Geriye kalan oyunculardan Ferdi ile zaten yollar ayrıldı ve 1 sene boyunca forma giydiği resmi maç sayısı 3'ü geçemedi. Volkan Yaman ile 1 kaç gün içinde yolların kesinlikle ayrılmasını bekliyorum. Geriye kalan oyunculardan Ümit Davala tavsiyeli Alparslan uzun sakatlık sonrası nasıl döneceği belli olmayan Serkan Çalık katkı yapabilir geriye kalan oyuncualr ile ilgili söylenebilecek pek 1 şey yok, en kısa zamanda yolların ayrılması gerektiği gün gibi aşikar.

Yerli politikasına ek olarak hep iyi olduğundan bahsedilen altyapının da katkısı neredeyse sıfır. Geçtiğimiz yıl akademi adı verilse bile anlayış değişmedikçe sadece kağıt üstünde görünenler ile kalınıyor. Orası da Polat & Sezgin sonrası iyice pasif duruma geldi dikkatinizi çekerim. Son 3-4 yıldır ses seda yok. Acilen el atılması ve gerçekten vizyoner bir şekilde yapılandırılması gereken en önemli krumdur Altyapı şu an.

Ben hala Galatasaray'ın nasıl, hangi metod ile transfer yaptığına akıl erdirebilmş değilim. Oyuncu takibini kim yapıyor, kaç kere izleniyor, hep bahsedilen ama bir Kayser Soze efsanesine benzeyen "Oyuncu İzleme Ekibi" nerede, kimlerden oluşuyor, soruların cevap verecek birileri varmı acaba? Pek sanmam ya, neyse... Soruları soruyorum çünkü futbolu gerçekten hakkıyla takip eden birisinin Volkan Yaman, Yaser, Serkan Kurtuluş, Ferid gibi adamları Galatasaray'a kazandıracağına ihtimal vermiyorum. 3 kez izlensin bu oyuncular zaten potansiyelleri ve sınırlı kapasiteleri çıkar ortaya. Neden bu gerçeklerin görülmesi içi Galatasaray'da oynadıkları zaman dilimine bırakılıyor? Muhtemelen izlenen yöntem bu değil, yoksa bu kadar çok hata yapılmaz.

Galatasaray Rijkaard ile takımın geleceğini şekillendirmek adına önemli bir adım attı ama bu iş sadece kaliteli teknik adamı getirip köşeye çekilmek ile olmuyor. Geçen sezon yaşanılan başarısızlığın sadece bir boyutu idi teknik adam, buna ek olarak kadro yapısı, oyuncu takip metodları vs. vs gibi bir çok noktaının da masayay yatırılması gerekiyordu. Teknik adamı buraya getirmek elbette bir vizyon gerektirir ama eksiktir parçaların tamamlanması gerekir ve asıl vizyonu ben bu tür yapılanmaların daha sağlam bir temel ile şekillendirilmeis çabalarında ararım. Yoksa Rijkaard'ı getirmek başlı başına vizyonerlik göstergesi değildir.

Dolayısı ile Galatasaray değişim için attığı önemli adımı tamamlamak için özellikle de yerli oyuncu transferleri ve alt yapınnın A takıma hizmet edebilirliğinin arttırılması konusunda kalıcı adımlar atmalı, yoksa erken doğumun çok ciddi riskleri olduğu unutulmamalı!

Hiç yorum yok: