13 Temmuz 2009

Zayton Cup: Galatasaray 0:1 B.Leverkusen



Leverkusen maçı bir çok şeyin görülmesi için oldukça faydalı bir maç oldu. Peki nedir bu görülmesi gerekenler?

Yazacaklarım geçen sene Skibbe zamanında yaşananalara benzer olacak, çünkü yaşanılanlar ve geçilen süreç aynı. O zaman da özellikle orta sahadaki oyuncu yapısınından ve oyunun 2 yönünü oynayabilen oyuncu eksikliğinen dem vurmuştum sorun yine aynı noktaya dayandı. Meseleyi fazla uzatmadan maddeler halinde sıralamak sanırım en iyisi olacak.

1)Öncelikle bazı eksiklerin takımın sisteminden bağımsız olduğunu söylemek lazım. İster 4-3-3, ister 4-4-2 oynayın bu eksiklikler bulacaktır sizi. Bunların en önemlisi de orta sahada topu sırtı dönük alsa da dikine ilerleyip adam eksiltebilen, hücum zenginliği yaratacak paslar atabilen oyuncu eksikliği. Bu eksiklik ise Rijkaard’ın sisteminden bağımsız, tıpkı geçen sezon Lincoln’süz maçlarda GS nin yaşadığı gibi.

2) Mustafa Sarp’ı GS ye kazandıran aynı zamanda Volkan Yaman, Ferdi, Yaser, Serkan gibi vakit kaybından başka bir şey olmayacak karakterleri GS bünyesine katan Adnan Sezgin’in transfer işlerine karışmaması gerekiyor.

3) Ön libero mantığının ortadan kaldırılması lazım, orta sahaya adam alırken dikkat edilecek 2 kriter olmalı. Bu adam "dikine oynayabilip adam geçebiliyor mu" ve "mücadele gücü yüksek mi". Bunun dışında siz ön libero adını verdiğiniz adam basbayağı orta saha oyuncusu işte. Eğer adam alacağınız bölg orta saha ise olmazsa olmaz 2 kriter yukarıda yazılanlardır.

4) Bu bağlamda Mustafa Sarp haber ilk çıktığımda da yazdım forum da kayıtlıdır: Barış ve Topal gibi oyunun sadece defansif yönünde olan orta saha oyuncularının olduğu bir yere yaptığı tek şey topu ya geriye ya yana tek hamle yaparak oynamak olan ve yaklaşık 5 metre karelik bir yerde oynayan oyuncunun alınması büyük bir vizyon hatasıdır.

5)Burada herkes defansif eksiklikten bahsediyor ama bunun ana nedeni orta sahadaki pasif oyun. Şu sahneleri gözlerinizin önüne getirmenizi istiyorum: Defanstan Servet yada Gökhan dikine top atıyor ileri doğru ve o anda Emre Çolak dışında topu kim alırsa alsı yaptığı şey topu geriye yollamak. Yani topu kontrol edip rakibi eksiltmeye çalışan ya da bu yeteneğe sahip olan adamımız yok Emre dışında. Bu durumda da topu ileri taşıyamıyor ve orta sahanın biraz ielrisine kadar ilerledikten sora geri paslar ile rakibin kendi yarı sahasına yerleşmesine imkan veriyorsunuz. Rakip de takımın bu dikine ilerleyemeyişini sezip baskı yaparak topu kapıyor. Yani mesele yine ilk 3 maddeye dayanıyor. Orta saha: Şu adna modern bir orta saha kurgusu yok GS nin. Arda da çabuk olamyışı ve oyunu yavaşlatması itibariyle uymuyor sisteme.

6) Takımın artık bu adam pişecek, bu adam gelişecek mantığı ile adam tutmaması gerekiyor. Çünkü bu mantık ile her zaman kendini hazır tutacak ve oyuna girdiği zaman katkı yapacak oyuncular için ayrılması gereken yeri onlara ayırmış oluyorsunuz oysa aldığınız katkı ne yazık ki çok az oluyor.

Örneğin Aydın: O kadar hırstan yoksun, rahat bir havası var ki... Zaten oyun yapısı olarak da gelişim kaydedeceğine dair inancım yok. Aydın hızlı ama bu hızını top ile birleştirince akıl çerçevesinde hareket edemeyen biri. Yani bitirici hareketler yapamıyor, paslar atamıyor. Bu da aydın’ın yapısı değişeceğine zerre ihtimal vermiyorum.

Örneğin Yaser: Bu adam da hızlı ama gelin görün kü top ile neredeyse sıfır. Orta falan yok, bitirici pas yok. Üstelik çok kontrolsüz, her maç sarı kart görmesi kesin bu adamın, rakibe kasap gibi dalıyor. 3-5 maçta 1 de kırmızı alır. GS nin bu tip adamlara ayıracak 1 dakikası bile olmamalı, bu adam olmaz, buraya yazıyorum. Geçen sene diyorsam hala arkasındayım.

Örneğin Volkan Yaman: İlk Yunansitan maçı ile girdi belleklerimize ama o zaman izlerken bile " tamam garanti oynuyor ama bu adam da bir gariplik var diyordum". Daha sonra GS ye alınınca izleme şansım oldu. 1.5 senedir aynı şeyelri söylüyorum. Adam geçemeyen, ağır, yan pas yapmkatan başka marifeti olmayan oyuncuların GS de işi yok. Bunları görünce futbolcu olmadığıma yanıyorum, başka 1 şey değil. Bu adam GS ye alanın futbol bilgisinden şüphe ediyorum.Öreğin Serkan Kurtuluş: Bakın arkadaşlar bir çok kişinin bu adam için umutlu besleğini biliyorum ama adam olacak çocuk belli eder kendisini.

Mesela Alparslan, geçen sene Kocaeli maçında 15 dakika oynadı ama akıllarımızda yer etti. Şimdi bakıyorum Serkan’a. Kemiksiz 8-10 maç izlemişimdir. Hiç bir zaman adam eksilttiğini, çizgiye inip orta yaptığını, futboluna akıl kattığını görmedim. Yaptığı tek şey yan pas ya da geri pas yapmak.Modern futbol kaldırmaz bu tip adamları. Topu rakip eksilterek, sürat ile ileri taşımayan adamları takımda tutarak futbol ihanet ediyorsunuz. O nedenle Serkan da çok büyük bir vakit kaybıdır.

7) Evet dedik ya, topu ileri taşımak, adam eksiltmek ve hız diye. Sağ bekiniz bunu yapamıyorsa, Alparslan dışında sol bekleriniz bunu yapamıyorsa, orta sahada Barış-Topal-Sarp 3’lüsü bunu yapamıyorsa o takım nasıl 1 yerlere gelecek merak ediyorum.

Yukarıda kadro yapısı ile ilgili olan ve sistemden bağımsız arızalardan bahsettik. Sistemsel arızalara değinelim biraz da:

8)Örneğin, ceza sahası içerisinde çoğalamakta sıkıntı yaşanıyor. İleri uçtaki isim çok yalnız kalıyor. İlk yarıda çok net 2 poziyon hatırlıyorum: Kenardan orta yapılıyor ve ceza sahasında sadece Erhan var. Ne arda ne de serdar içeri girip orayı 3’lüyorlar.Oysa Lerverkusen en az 3 kişi ile her atakta sürat ile indi kaleye. Resmen nasıl oynanılması gerektiinin örneklerini sundular.

9) Baros’u alternatifinin olmadığını da yazmamız gerekir sanırım. Baros’un yanına yada yedeğine, süretli ve son vuruşları iyi bir oyuncu lazım. Bu sistemin işlemesi için pivot forvet e falan gerek yok. Hareketli ve adam eksiltebilen biri olması gerekiyor.

Daha yazılacak çok şey var örneğin defanstaki uyumsuzluk konusu ama defansa yükü bindiren de orta saha ve bu bölgenin topu tutabilecek, adam eksiltebilecek oyunculardan oluşmaması. Takım hücuma kalkarken bir pas hatası ve benzeri bir hareket sonunda takım hazırlıksız yakalandı çokça. Ayrıca bu teknik eksiklikten dolayı da sürekli yana ya da geriye doğru oynadık.En önemli sorun bu. Gole yakın ve takımı gole götürecek orta saha oyuncuları almaz isek değil 4-3-3 hangi sistemi oynarsak oynayalım başarılı olmamız çok zor. Yerinde bir hatta 2 orta saha takviyesi ile bu takımın genelerinde olan akıl futbolu daha üst noktalara taşınabilir.

Hiç yorum yok: