03 Ekim 2009

Es-Es ve Graz Maçları'nın Ardından


Beşiktaş ve Pana maçlarından sonra tabloya gereğinden fazla olumlu bakıldığına dair eleştiride bulunmuştum, Rijkaard ve Galatasaray birlikteliği söz konusu ile geleceğe umutvar bakmak elbette normal bir durumdu ama gerçeklerin gözden kaçırılması da kabul edilemezdi. Bu tablonun yaşanacağının işaretleri aslında o maçlarda verilmişti. Eskişehir maçının ilk 45 dakikasında bence sezonun en iyi futbolu oynanmış olsa da ikinci 45 dakika ve Graz maçı'nın 90 dakikası sonrası konuşulması gerekenler var:

1) Takım gol pozisyonlarına giriyor ama genel bir organizasyon sıkıntısı var. Zaman zaman rakip kalede tehlikeler yaratılsa datad vermiyor takım sonuç olarak, bir şeylerin eksik olduğunu çok net görüyorsunuz.

2) Oyun disiplinine sadakat adeta pamuk ipliğine bağlı. Oyun disiplini sadece uzun top yapmadan yerden oynamak değil, aynı zamanda takı savunmasına destek vermek vs. gibi unsurlardan da oluşur. Dolayısı ile tam bir disiplinden bahsetmek mümkün değil. Graz maçının son 10 dakikasındaki görüntü çok şeyi anlatıyor.

3) Galatasaray orta sahası gereken sertliği sağlayamıyor, rakip için yumuşak kalıyor. Takım savunması olgusundan bahsetmek mümkün değil. Bir bütün haline topun gerisine geçilmiyor.

4) Ortadaki 2′linin top kullanma ve organizasyon becerileri Galatasaray'ın limitini belirliyor. Topal-Sarp'dan kurulunca da bu bölge işler tam da içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Bu 2′li sadece Es-Es maçının ilk 45 dakikasında beraber iyiydiler, çünkü Rıza Çalımbay 4 hücum elemanı ile çıkarak orta sahayı GS ye vermişti.2. yarı gol sonrası gerçek ortaya çıktı zaten.

5) Bundan 4 hafta önce blog’da bir yazı yazdım Elano hakkında. Link’i de koyuyorum. Özetle, tam bir tespitten ziyade Elano’nun görünen oyun yapısı ile GS'nin ihtiyaçlarının örtüşmesi noktasında sorunlar yaşanacağı yönündeydi. Mesele Elano’nun kalitesi değildi elbette ki onun için söylenecek bir şey yok.

http://sacitekin.blogspot.com/2009/09/elano-blumer-ve-galatasaray-oyun.html

Elano temposunun düşüklüğü, box-to box oynayabilen bir oyuncu olmaması itibariyle, Galatasaray’ın en fazla ihtiyaç duyduğu “forvet arkasında yaratıcı ve ileri geri oynayabilecek oyuncu” eksiğini kapatma anlamında soru işaretleri taşıyor. Solda-sağda oynamasından ziyade Galatasaray açısından burada verim vermesi önemli. Çünkü Elano forvet oynayıp sezonu 10 gol ile de bitirse bu verimli bir transfer anlamı taşımaz bence. Sadece Arda’nın yapmaya çalıştığı (tempo sorunu yaşadığı ve topu ayağında fazla tuttuğu, oyunu çok hızlandıramadığı gerçeğini de belirtiyorum) görevi yapacak adam Elano olmalı yoksa Galatasaray-Elano ortaklığı verimli bir işbirliği haline dönüşemeyecek ne yazık ki ve sezon boyunca bunun sıkıntıları yaşanacak. Takım Arda’ya çok daha bağlı bir hale gelecek.

Bu GS için en büyük problemlerden biri olarak görünüyor.

6) Bir soru?

Kapanan takımlara karşı neden hep üstlerine giderek boşluk bulunmaya çalışılır? Neden geri çekilip rakibin üstünüze gelip pozisyon aramasına çalışılmaz ve böylece daha büyük boşluklar peşinde koşulmaz? Galatasaray, Graz maçında bunu deneyemez miydi, ya da ilerleyen haftalarda yapamaz mı ?

7) Orta saha hayati bölge, buraya koyduğun her ada oyunu 2 yönlü oynayabilmeli, kanat adamları dahil. Galatasaray'a bakınca Arda-Kewell ve Elano takım savunmasına katkı anlamında eksikler, Topal-Sarp-Barış hücum zenginliği anlamında ciddi problem yaşıyorlar. İşte bu dengezislik içerisinde dengeli bir orta saha kurgusu oluşturmak ne kadar mümkün?

Örneğin Mehmet Topal sırf mücadele ediyor diye alkışlanıyor ama ben topu kullanma anlamında bu kadar sıkıntı yaşayan bir oyuncunun Galatasaray orta sahasında ne işi olduğunu sorguluyorum? Bence kesinlikle kendisini geliştirmeli ya da sezon sonu eğer talip çıkarsa satılmalı, çünkü yeri çok rahat doldurulabilir.

Geçen sene Galatasaray'ın sorunlarını konuşurken orta sahadaki bu oyuncu yapısındaki dengesizlikten dem vurmuştum çoğu kez. Lincoln-Elano değişikliği oldu ilaveten Keita geldi. Keita, orta sahanın hücum-savunma dengesizliğini geneye doğru çevirse de yine de bariz bir dengesizlik olduğu aşikar. Ben bunun da bu sene sorunlara yol açacağını düşünüyorum. Çünkü yapılan transferler görünen o ki bu sorunu giderememiş.

Rikkaard’da oyun içerisindeki sorunlara bakınca geçen sezon Skibbe’nin yaşadıklarına benzer problemler ile yüzleşiyor. Bakalım bunları aşma noktasında neler göreceğiz Usta’dan?

Hiç yorum yok: