25 Ekim 2009

Fenerbahçe-Galatasaray Maç Öncesi



Bir tarafta 9 yıllık galibiyet hasretine son vermek düşüncesinde olanlar diğer tarafta ise yenilmezlik süresini 2 haneli sayılara çıkarmak isteyenler, bir de bunun yanına galip gelenin haftayı lider kapatacağı gerçeği. Yılda 2 kez yaşanan bu heyecan öncesinde maç ile ilgili aklımızdan geçenleri sıralayalım:

Öncelikle maçın benim açımdan mutlak favorisi Fenerbahçe. Nedeni ise çok basit: Fenerbahçe'nin güçlü yönleri Galatasaray'ın zaafları ile bire bir örtüşüyor. Peki nedir bu güçlü yönler ya da zaaflar? Ligin ilk haftasından beri üzerine basa basa yazdığım, belirttim yegane nokta Galatasaray'a önde basan her takımın Sarı-Kırmızılı ekibi zorlayacağı gerçeği. Bu eksikliği giderme noktasında herhangi bir olumlu mesafe alındığını belirtmek de zor. Sadece Linderoth'un takıma girmesi bile takıma pozitif bir katkı yapabilirdi ama Ekim ayının başından beri idmanlara çıkmasına karşın teknik ekip tarafından bu maç özelinde hazırlanması düşünülmedi. Rijkaard'ın mantalitesine az çok aşina olduğumuz için bu aşamada şapkadan tavşan çıkarmasını yani sahaya Linderoth sürprizi ile çıkmasını beklemiyorum. Sadece Linderoth'un olması bile bu maç özelinde yazacaklarımızın çoğunu farklılaştırabilirdi ama klasik şablon üzerinden gideceğiz.

Ayhan-Topal-Sarp üçlüsünden hangi 2'li seçimi yaparsanız yapın modern bir kurgu oluşturmanız zor. Modern'den kasıt total olarak orta sahada oynayan oyunculardan beklenen gereksinimleri karşılama beklentisi. İleri-geri oyunu aynı verimlilikle ya da dengeli biçimde oynayabilme yetisinden bahsediyorum aslında. Buna bir de takım savunmasında yaşanan aksaklıklar eklenince rakip takımlar için bulunmaz nimet haline geliyor Galatasaray'ın 1. bölgesine baskı uygulanınca kapılan toplar. Özellikle de takım hücuma çıkarken kaptırılan topların gole dönüşme yüzdesinin yüksekliğini ve karşınızda Fenerbhaçe gibi bu hataları değerlendirecek oyuncuları olan bir ekibi düşününce Galatasaray'ın kalesinde gole dönüşecek tehlike senaryolarından biri otomatik olarak oluşuyor. Zaman zaman rakip sahada da kaptırılan sonrası geriye dönüşlerde yaşanan / yaşanacak sıkıntılar da bu akşam özelinde dikkat çekilmesi gereken hususlardan.

Galatasaray'ın dikkatimi çeken en önemli zaaflarından biri de "Oyun Dalgınlığı" olması. Nedir bu oyun dalgınlığı peki? Maçın belli anlarında takım içi bir hareket- savunma kabiliyeti-becerisinde önemli düşüşler yaşanıyor. Bu anlarda inanın hücum gücü yüksek bir takım bir anda 2-3 gol bile bulabilir Galatasaray kalesinde. Üstelik gol yedikten sonra disiplindne kopmaya meyilli oyuncuları da içeriyor Galatasaray kadrosu. İşte bu da Galatasaray için 2. ve 3. zaaf noktalarını oluşturuyor. Bu akşam Galatasaray'ın kısa bir zaman içerisinde kalesinde 1'den fazla gol yemesi de olasılıklar arasında duruyor.

Kadıköy tarafından bakınca bu zaaflara gerçekten iştah kabartan bir manzara ile karşı karşıya kalınıyor. Fenerbahçe'nin hücum-defans dengesini sağlama anlamında Galatasaray'dan daha ileride olduğunu belirtmek gerek. Kolay gol yemiyorlar ve takım olarak kalelerini daha iyi savunuyorlar. Buna zaman zaman orta saha oyuncuları ile ileride şok presi de ekleyerek rakip kalede pozisyonlar buluyorlar. Emre'nin liderliğinde başlayan bu önde basma eylemini bu maçın da belli anlarında göreceğiz muhtemelen. Özellikle Alex ve Emre ile savunma arasında bırakılan boşluklara iyi toplar atıp savunmayı dengesiz yakalama şansları da yüksek.

Galatasaray'ın oyunu rakip kalede oynama açısında Fenerbahçe'den daha ileride olduğu gerçeği üzerinden hareketle maçla ilgili tahminlerimizi açalım. Burada bir takımın hücum gücünü değerlendirirken rakip takımın savunma anlamında yapabildiklerini-yapamadıklarını da dikkate almak gerekiyor. Evet, Galatasaray iyi hücum ediyor ama Fenerbahçe'de kalesini iyi savunuyor. Üstelik Galatasaray'ın zaman zaman çektiği gol beceriksizliğinden arınması şart. Mutlaka rakip kalede pozisyonlar bulunacak ama çok fazla olmasını beklemiyorum ben. O nedenle de son vuruş becerisinin yüksek olması şart.

Fenerbahçe'nin rakip kalede etkili olma becerisi Galatasaray'ın savunma kabiliyeti ile alakalı büyük oranda. Yukarıdaki öngörü cümleleri Galatasaray'ın standart takım savunması üzerinde yazıldığı için ortalamanın üstüne çıkacak takım savunması ile Fenerbahçe'nin gol bulma şansı pekala azaltılabilir.

Maçın kaderini maddeler halinde çizecek olursak:

1) Galatasaray o bilindik takım savunmasını üst seviyelere taşıma çabası içerisinde olmaz ise Fenerbahçe maçında yediği goller Ankaragücü maçının gerisinde bile kalabilir. Savumadaki bireysel hataların azaltılmazı anlamında Mehmet Topal'ın savunmada stoper olarak oynamasısının hem Galatasaray hem de kendisi için en uygunu olacağını düşünüyorum. Bu akşam da Servet'in yanında Gökhan Zan'ın yerine oynatılması düşünülebilir, düşünülmeli. Hem topu daha iyi çıkarıyor hem Gökhan göre daha iyi savunma yapıyor hem de orta sahada oynama profiline çok da uymuyor.

2) Galatasaray'ın galibiyeti için en önemli şartlardan biri de ilk golü bulan taraf olması. Eğer ilk golü kalesinde gören taraf olur ise mutlaka oyun disiplininde kopmaması lazım. Yoksa ilk maddedeki senaryo devreye girer.

3) Fenerbahçe önde baskı yapacaktır maçın belirli anlarında bu anlarda Galatasaray'ın top kaybı yapmaması önemli, eğer yapılır ise kalede çok büyük tehlikler yaşanması olası.

4) Galatasaray rakip kalede çok fazla gol fırsatı bulamaybilir bu nedenle de son vuruş becerisinin ortalamanın üstünde olması şart. Özellikle Baros'un o bilindik sakarlığından arınması şart.

5) Daum geçmiş yıllarda da bu derbileri yaşadı ve 3 yıllık döneminde evlerinde oynadıkları maçları kazanmasını bildiler. Dolayısı ile tek galibiyet ile neredeyse sezonu kurtarmanın mümkün olduğunun farkında ki haftalar öncesinde izletmeye başladı Galatasaray'ı. Genel mantalitesi kontrollü ve topu tutmaya dayalı futbol oynatmak olduğu için bu akşam da benzer sahneleri göreceğiz. Belki zaman zaman rakibi uyutmak için de bu yola gidecekler.


Yazının girişinde de yazdım tüm faktörler göz önüne alınınca favorinin Fenerbahçe olduğunu söylemek mümkün. Eğer Galatasaray bilindik çizgisinin üstüne çıkamaz ise farklı bir skor ile dönmelerine de şaşmamak gerek. Bence maçın kaderi Rijkard-Neskeens ikilisinin ellerinde. Onların yapacakları ve yapmayacakları maçın kaderini çizecek. Çünkü bilindik Galatasaray performansı bu akşam için yeterli olmayacak.

Hiç yorum yok: