15 Kasım 2010

Pardon...















Kimi durumlar ile karşılaşırız hayatta, dünyamız kararır daha kötüsünün olamayacağını düşünürüz. O sorun bir bitse, her şey iyiye dönecektir oysa. Kaçımız böyle düşünmedik ki hayatta? Bu cümlelerle daha iyi günlerin hayalini kurmayan olmuş mudur şu oyun sahnesinin çok kısa bir diliminde bile?

Galatasaray taraftarının ortak duygularından birinin tarifidir aslında yukarıdaki ifadeler. 2006 senesinde zirveye çıkmış, Galatasray'ın kurtuluşunu O'nun gidişinde bulan ve başımıza kim gelirse gelsin daha kötü olamayacağımızı düşünen belki milyonlardan biriyim ben ve 2 yıldır gelmesininden endişe duyduğum ama artık iyce gün yüzüne çıkan sonuç ile yüzleşmekle meşgulüm:  Çoooook daha kötüsü varmış.

Özhan Canaydın Galatasaray tarihinin en başarısız başkanları arasında yerini almıştır ama bu sonuç tüm iyi niyetine rağmen gelmiştir. Yani başarı aynı zmanda onu gerçekleştirebilecek irade ve beceriyi de beraberinde ister. Başkan'ın da vasıfları bunu sorunları aşmasına imkan tanımadı ama iyi niyetinden bir an bile şüpheye düşmedim.

Bugün yani 15 Kasım 2010 itibariyle kendisinden kocaman bir özür diliyorum, beterin beteri varmış. Daha dibi görmemişiz bile. Adnan Polat'ın vizyondan yoksun yönetiminin Galatasaray'ı buralara düşürebileceğini bu kadar da ön görmemiştim ( Başarılı olmayacağına dair notunu buradaki yazılarda 2 yıldır vermiştim ama... bu kadarı hayaldi...). Şu an yine aynı düşüncedeyim aslında, daha kötüsü olamaz diyorum, yerine kim gelirse gelsin sırf Polat ve kanatları altına aldığı Sezgin'den kurtulmanın bile getireceği müthiş artılar olacaktır, ama acaba çok mu büyük konuşuyorum diye düşünmeden edemiyorum geçmişe bakınca...

Hiç yorum yok: