14 Ocak 2010

Lucas Neill...

Yaklaşık 2 yıldır sezon başlarında adı sıkça Galatasaray ile anılan oyuncuların başındaydı Lucas Neill. Bu sezon daha somut adımlar atılsa da Premiere League dururken başka diyarlara göçmesi beklenemezdi ki sonunda Everton'da aldı soluğu. Geride kalan 4 aylık süre zarfında fazla forma şansı bulamadığıı görüyoruz Avustralyalı'nın.

Nasıl bir oyuncudur, ne yer ne içer zerre fikrim, bilgim yok. Çeşitli blogları okudum, yazılanlar arasında itilaf var: Kimisi hızlı, çevik adam ama topu iyi kullanmaz derken kimisi hem hızlı hem de defans oyuncusuna göre teknik olduğunu vurguluyor, ama en güvenilir kaynakların yazdıklarına bakılırsa hız-çeviklik konusunda çok fazla ümitvar olunmaması, nispeten ağır bir savunmacı olduğu gerçeğinn bilinmesi faydalı olacak gibi.

İsimden bağımsız olarak Galatasaray savunmasına eldeki kadronun sahip olduğu vasıflara bakılarak "hangi tip oyuncu gerekli" sorusuna "Hızlı, çevik, topu iyi kullanan, sert, savunma yapmayı bilen, Servet-Gökhan gibi adamların dağınıklığında defansı toparlayacak" şeklinde sıralanabilir cevaplar, ama işin olmazsa olması "Hızlı-Çevik" olmasıdır.

Şimdi tıpkı Elano transferi sonrası yazdığım gibi ihtiyaç duyulan oyuncu tipi ortada, bununla ne kadar örtüşürse o kadar faydalı olur Galatasaray'a. Yoksa denize düşen yılana sarılır mantığından daha öteye gitmez bu hareket.

Diğer önemli noktada orta sahaya transfer yapılması gerektiği. Gündemde forvet transferi var ve Baros'un dönüşünün Şubat sonunu bulacak olması bölgeyi netleştirdi. Bu durumda kritik orta saha transferi yatmış oluyor ki Galatasaray'ın 2. yarıda da benzer çizgide gideceğinin resmidir bu. Çok fazla değişim bu şartlar altında beklemek çok gerçekçi görünmüyor. Takımın kapasitesi sınırlı ve ortada, çizgiyi biraz daha öteye taşıyacak tek şey Rijkaard'ın istediklerini oyuncuların biraz daha özümsemiş olmaları. Bu anlayışı ne kadar sahaya yansıtacakları da asıl mesele olarak baş köşede duruyor.

Hiç yorum yok: