24 Ocak 2010

Gaziantep Notları



İlk yarının devamı gibiydi bugün sahada görülenler. Orta sahada yaşanılan sıkıntı, pozisyon bulmada yaşanılan güçlükler... Satır başları ile geçelim üsütünden.

1) Takımın en büyük kazancı Caner Erkin'dir kesinlikle. Daha önceki maç analizlerinde Kewell'ın kanatlardaki performansının sorgulanması gerektiğini ve Galatasaray'ın sağ taraftan yüklenen tek kanatlı bir takım görüntüsünde olduğunun altını çizmiştik. İşte, o çokda farkına varılmayan ve Kewell'ın oyun zekası ve sempatisinin oluşturduğu puslu havada görülemeyen eksiklik Caner'in yaptıkları ile daha belirgin hale geldi. Çizgiye inilerek yapılan ortalar, adam eksiltmeler ve içeri hızlı katedişler... Tüm bunlar yapılırken de kendine duyduğu özgüvenin her halinden algılanışı. Hayatın her kademesinde olduğu gibi futbolda da özgüven çok önemli ve Caner'de bu fazlası ile var. Bu da insanın neleri yapıp yapamayacağını çok iyi bilmesinden yani kendini tanımasından geçiyor. Şu haliyle sol tarafa ilk yazılacak isimdir.

2) Bu mevzudan da bahsettik ama tekrar yazmak gerekiyor: Balta'ya hep önündeki adamın defansa yardım etmediği için tek başına mücadele ediyor gibisinden acınaklı bir ifade ile yaklaşılır ya yapılacak en büyük hatadır bu. Asıl ön tarafta oynayan (Caner-Kewell-Arda) oyuncunun arkadan gelen sıfır desteğe ve Balta'nın kısıtlarına rağmen hücum etme çabaları karşısında aynı ifadeler kullanılmalı. Oldum olası gelen topu tek seferde dürten oyuncu tipi antipatik gelmişitir bana ki çizgide oynayan oyuncunun mutlaka dripling yapabilen biri isim olması şart. Hakan Balta'nın ihtiyaç duyulacak bir bek olmadı Galatasaray için ve yakın zamanda Rijkaard'ın buraya da el etmasını ümit ediyorum.

3) Arda'nın Messi ile kıyaslanması ve olduğundan büyük gösterilmeye çalışılması çabalarına anlam vermek mümkün değil. Ortalamanın üstünde zekaya sahip olsa da modern futbolun tersine oyunu yavaşlatan yapısını görmek lazım. Bu nasıl düzelir ya da geliştirilebilr mi bilmiyorum ama bir eksiklik olduğu aşikar.

4) Orta sahada oyunu 2 yönlü oynayan oyuncu eksikliği ya da daha genel bir ifade ile modern oyuncu eksikliği devam ediyor. İhtiyaç duyulan isim Dos Santos değil, bu özelliklere sahip biri alınmalı. Elano-Arda ikilisinin bir arada olduğu bir merkezde oyunun hem defansif hem de ofansif tarafını aynı dengede oynayabilmek hiç de kolay değil.

5) Lucas Neill'in akıllı bir oyuncu olduğu ortada ama daha kesin konuşabilmek için 2-3 maç daha izlemek lazım. Bugün sahanın karlı yapısı da bazı performansların ortaya çıkışında engel olmuş olabilir.

6)Rijkaard ilk defa ileride aynı anda 2 oyuncuyu kullanma yoluna gitti. Tam olarak 2 forvet gibi olmasa da aynı anda santrfor özellikli 2 futbolcunun sahada olması pek de alışıldık hadise değildi. Burada sonrası zaten dip yapmış psikolojisiniin penaltı sonrası tarumar oluşu ile birlikte Nonda'nın oyundan alınacağı beklenirken Surinamlı "Hümanist Liderlik" anlayışını ortaya koyarak Avrupa Ligi'nde direkt olarak kullanacağı Kongolu'yu bu şekilde dışarı almak istemedi. Elano'nun dışarı alınışı o anda çok mantıklı görünmese de bir lider tercihi olarak Nonda'nın oyunda kalışı bu açıdan mantık sınırları içerisinde kabul edilebilir.

Özetle, Caner güzel çoçuk, Neill sempatik ve rahatlıkla anlaşılır bir aksana sahip, Hakan Balta ile işler zor, Keita'nın gelişi ile birlikte 2 kanadı etkin işleyen bir Galatasaray gelecek, merkezdeki sorun çözülmese -ki mevcut oyuncu yapısı ile aşılması çok zor-ise sıkıntılı maçların da yaşanacağını söylemek gerek, Rijkaard'ın hümanistliğinin altını da çizmeli.

Hiç yorum yok: