18 Şubat 2011

Arsenal 2:1 Barcelona















      Bu maçın ardından yazılanlar, yapılan yorumlar, bugün Fanatik Gazetesi'nde olduğu gibi "Barcelona Nasıl yenilir?" tarzından ayrılan sayfalar 90 dakikayı izlememiş hatta maçın 10. ile 70. dakika arasında herhangi bir anına denk gelmeyen birini bir ihtimal farklı düşüncelere sevk edebilir ama birazcık bile belirtilen dilimden feyzlenmiş biri için çok fazla bir şey ifade etmeyecektir, etmemelidir.Özellikle de Barcelona'nın yenilmezlik serisini, bileğinin bükülmezliğini göz önüne alınca yapılan yorumların "Mazlumun yanında olma, ya da gücün karşısında durma" türünden düşüncelerin etkisinde de yapıldığını düşünüyorum.

Arsenal-Barcelona eşleşmesine dair ilk tepkim Wenger sempatisinden ötürü "Yazık olacak" şekilde olmuştu. Fazla şansları olmayacağını, belki oyun olarak birşeyler yapmaya çalışsalar da bunun yeterli olmayacağı, olamayacağı eşleşmeye dair genel düşüncemdi.

Ne oldu peki , bu maç değiştirdi mi kafadakileri? Futbola tarafsız gözlerle bakan biri için bu maçın Barcelona tarafından 2 ya da 3 farklı sonuca getirilememesini tamamen bir futbol talihsizliği olarak görmemek haksızlık olur. Yalnızca Messi'nin bencilliğini bir tarafa koyması, Rivaldo'nun rekorunu başka maça bırakmayı düşünmesi bile yeterli olurdu bunu için. Skor 1-0 iken, bomboş pozisyonda kaleye vurmak yerine Villa'ya topu verse maç 0-2'ye gelecek ve bugün yazılan şablon cümlelerin çoğu çöpe atılacaktı.

Maça Arsenal'in iyi başladığını ilk 10 dakika oyuna tamamen hakim taraf olduğunu, Nasri'nin müthiş bir oyuncu olduğunu ve Fabregas'dan ziyade bu adamı konuşmak gerektiğini de belirtmek gerek ama bundan sonraki 60 dakika boyunca çoğunlukla da ilk yarıda 20 küsürden fazla paslık trafikler ile Arsenal'in gardının sona kadar düştüğünü ama Barcelona'nın tıpkı Real Madrid maçında skor 3-0 iken olduğu gibi öne çıkan defansın arasına müsait pozisyonlarda top atmayarak rakibin umutlarını canlı tuttuğunu görmezden gelemeyiz.

Hikmet Karaman'ın ısrarla Guardiola'nın forvetden oyuncu eksiltip orta saha oyuncusu alması gerektiğini belirttikten sonra Villa-Keita'değişikliği sonrası Barcelona'nın hücumdaki etkinliğinin azalması ve oyunun da 2-1'e gelmesi, Hoca'nın bunu görüp yorumu kesmesi de gayet ilginçti!

Barcelona, Camp Nou'ya giderken elindeki tur şansının bir kısmına rakibin ortak olmasına resmen izin verse de bu maçın gözlerini açmasına yol açıp 2. maçta gerekeni yapmaları da büyük ihtimal olarak duruyor. Elenirlerse "aptallıklarına" doymasınlar...

Hiç yorum yok: