13 Mayıs 2010

Mehmet Topal'ın İspanya Yolculuğu






















Adnan Polat'ın 2 sezondur ağzından düşürmediği "genç oyuncular Avrupa'da kupa kaldırmadan gidemez" sözüne sanırım artık kendisinin de inancı kalmadı ki Mehmet Topal'ı daha sezon başlamadan elden çıkardı. Başka şansı da yok aslında, Şampiyonlar Ligi gelirinden yoksun kalmış bir Galatasaray'ın gelecek sezonların gelirlerinden medet umarak transfer yapması çok da mantıklı değil. Bu açından 5 milyon euro'luk bonservis bedeli fena sayılmaz, aslında 2 yıl önce Everton treni çok daha kaymaklı fırsatdı ya neyse...

Aslında 1 ya da 2 sezon önce olsa "bu paraya gönderilir mi?", "bu adamın yerini doldurmak kolay değil" gibisinden lafları çok duyardık ama bu sezon birçokları gerçekle yüzleşti. Özellikle orta saha oyuncusunun neleri yapması gerektiği konusunda daha bilinçli bir taraftar topluluğu var artık. Ben geçen sezondan beri zaten Topal'ın aslında defansif yönü dışında takıma katkısının sorgulanması gerektiği ve potansiyel olarak da hücum anlamında katedeceği yolun azlığından dem vuruyordum. Hala aynı görüşlerden hareketle şu aşamada satılmasının her 2 taraf için de en hayırlısı olduğunu tekrar belirtiyorum

20'li yaşların ortasına gelmiş bir oyuncu bazı yönlerini geliştirme anlamında bu kadar kısır kalıyor ise aynı ortamda devam etmek en başta kendi gelişimi açısından sorgulanmalı. Yukarıda da yazdım, gelişim sağlama anlamında alacağı yolun fazla olduğuna inanmıyorum ama bunu yapmazda yıllar sonra iyice gözden düşücek bir adam olabilirdi. Şimdi Tugay'ın kariyer yolu ile kıyaslama yoluna gidilebilir belki ama çok aykırı rotalardan bahsedildiğini baştan belirteyim. Tugay Kerimoğlu her zaman belirli potansiyellleri olan bir adamdı, oyunu ileri doğru oynayabilen, adam eksilten, şut atan bir oyuncu temeli her zaman varoldu onda ama zamanla bunları sergileme anlamında geri gittiğini gördük. Oysa Mehmet Topal bilmem kaç küsür yıllık futbolculuk hayatında hangi tür zenginliklerden kesitler sunduki bize böyle bir karşılaştırmaya girme yoluna gidelim? Tamammiyle aykırı noktalar, oyun zekaları çok farklı 2 oyuncuyu aynı gemide yol alan yolcular gibi görmek pek de mantıklı değil.

Valencia macerasına gelince, topu bu kadar yi kullanabilen bir takımda Mehmet Topal defansif becerileri ile sırıtmayabilir ama ben onu defansif sertlik anlımdanda da çok yeterli bulmam. Bu konuda gelişebilir ama burada olduğu gibi top kullanmla, takıma hücum zenginliği katma anlamındaki sıkıntıları yaşamaya devam eder. Herşeye rağmen Silva, Mata, Hernandez gibi topla aşinalığı oldukça fazla olan oyuncuların arkasını toplama anlamında mutlaka katkı yapacaktır ama bir Albelda olabilmesini ben beklemiyorum. Defansın ortasında oynama becerisi belki orada keşfedilir de yıllar sonda iyi bir stoper olarak görebiliriz kendisini La Liga'da, bu da ihtimal dahilinde benim için.

İşin özeti, hem Galatasaray hem de Mehmet Topal için en doğru zamanda gerçekleşmiş bir transfer hareketi. Umarım her iki tarafta beraber olmadıkları sürece geçmişe dair özlemler duymaz, keşkeler ile bezeli cümleler kurmaz. Örneğin Galatasaray tarafında sayıklanıyorsa bu cümleler bilinki Adnan Sezgin yine iş başındadır ve "yüce bir futbol yeteneğini" daha kazandırmıştır kulübe Yaser, Mustafa Sarp, Ferdi, Serkan Kurtuluş örneklerinde olduğu gibi.

Hiç yorum yok: