13 Mayıs 2010

Galatasaray'ın Yıldız'ı
















Bu sezon Galatasaray'ın taraftarı çıldırtacak 2 hamlesi olabilir. Bunlardan ilki bir süredir konuşulan Serdar Özkan olayı, diğeri de şu an gündeme yavaş yavaş oturmaya başlayan Mehmet Yıldız. Lafı uzatmaya gerek yok, memlekette güreşçi mi kalmadı? Nedir bu Mehmet Yıldız takıntısı, nereden geliyor bu tutku? Biz mi futbolu farklı algılıyoruz?

Sevgili Galatasaray'lılar bu 2 adamın özellikle de Mehmet Yıldız'ın Florya'nın 5 kapısının birinden içeri girmesi demek, kadrodaki kazmaların sayısının azalmasını beklerken tam aksine yine "futboldan soğutan büyük yetenekler" hanesine 2 artı daha konması anlamına geliyor. İşte asıl sorun da bu , iş bilmez, futboldan anlamayan yöneticilerin ne sunabildikleri ortada. 3 senedir adam gibi yerli oyuncu trasnferi yapamadı bu kulüp var mı daha ötesi?

Her sene kadroyu gereksiz isimler ile doldurarak "Türkiye'nin en geniş kadrosuna sahip takım" etiketini haketmediği halde taşıyan bir kulüp hala gerçekler ile yüzleşmemişse diyecek fazla bir şey yok. Mesele oyuncu almak değil ki, olmadı da mesele takım kurabilmekte. Bu adamlar takım kuramıyor, hangi mantığa göre adam aldıklar belli değil. 3 yıllık yerli bilançosu ortada.

Borges çok haklı, bu takım Rijkaard gibi hocalarla gelemez bir yere. Tam yetkiyi alıp Polat-Üstünel-Sezgin 3'lüsünü düstursuz Florya'ya sokmayan eli maşalı bir adam gelmez ise başarı daha yıllarca hayal olacak, bu 2x2=4 kadar net.

Devre arasında kadroya katılan ve sezon sonunda imza atacak Musa Çağıran'ı da göreceksiniz. Topal'ın ardından bu kulüp İspanya'ya buğulu gözler ile bakıp geçmişi özleyecek hale gelecek sanırım, nasıl alıyorlar bu adamları anlamış değilim.

Polat-Üstünel-Sezgin 3'lüsünün bu kısır futbol bilgisi ile Galatasaray'ın geleceğini şekillendirme çabası anlaşılan başarı özlemiyle geçen yıllar olarak geri dönecek bu renklere gönül vermişlere anlaşılan.

Hiç yorum yok: