27 Haziran 2009

Skibbe'den Rijkaard'a Kalan Miras



Bazen arkadaşlar arasında, bazen gazete sayfalarındaki yorumlarda bazen forumlarda görüyorum yapılan eleştirileri de futbolun bu tür ayrıntılarını keşfedemeyen beyinler bu oyundan nasıl zevk alıyorlar diye düşünmeden edemiyorum. Ne kadar tek düze, bayağı ve futbolu topun 2 direğin arasından geçmesi ile özdeşleştiren bir anlayışın hakim olduğunu görmek çok şaşırtıyor beni.

Şimdi neden böyle bir eleştiri cümlesi ile başlandı diye soracaksınız. Mevzuu hala Skibbe hakkında yapılan ve bu adamın geçen sene bu takıma yıllar sonra oynattığı o akıl futbolunun izlerini, esintilerini görmeyen o futbol kısırları. Evet futbol kısırları bunlar çünkü izledikleri şeyin gerçek tadını almaktan o kadar uzaklar ki.

Gerets'in takımı 5+5 olarak bölen ve total futbol ile alakası olmayan o saçma hücum futbolunu özleyen, Marsilla son 5 haftaya lider girdiğinde arkasından ağıt türküleri yakılan ama Blanc sezon sonunda kapağı yapıp şampiyon olunca sesleri çıkmayan bir ordu olduğunu görmek, bilmek... Var mı daha ötesi? İşte topun 2 direğin arasından geçmesini futbol zevkleri ile orantılı olduğu tayfanın taa kendisi bunlar.

2001 sonrası sahada deli danalar gibi koşan, ama futbolun özüne hizmet etmeyen bir futbol anlayışı ile oynayan, ortay koyduğu kaos futbolu anlayışı ile Lucescu sonrası Avrupa sermayesini tüketen bir takıma tam 7 yıl sonra yeninde futbolun güzelliklerini hatırlatan insandı Skibbe tüm defolarına rağmen. Evet, lider değildi, yumuşaktı ama bi futbol eğiticisiydi. Arda'yı 1 yılda gözle görülür 1 biçimde geliştiren isimdi O bir çokları bunu farketmese de. Yönetimin tüm altını oyan hareketlerine rağmen sadece kendi başarısı ile tutunmaya çalıştı Florya'da.

Futbolumuzda saçmalıklar almış başını giderken akıl futbolundan kesitler sunu Galatasaray ile bizlere. Uzun zaman sonra defanstan ileriye amaçsızca atılan toplar görmediğimiz maçlar izledik takım yenik durumda olsa bile. Bugün, Rijkaard kendi sistemini oturturken çok zorlanmayacak ise bunun yegane sebebi de Skibbe'nin zaten geçen sene takıma aşıladığı o akıl futboludur. Bu takımın küllerinde o futbolun esintileri var, eğer bunu göremiyorsanız geçen seneye gidip Benfica, Trabzonspor, Hertha Berlin, Olimpiakos, Gençlerbirliği, Anakaragücü maçları başta olmak üzere bir göz atın.

Bu arada Skibbe nin elbette negatif yanları vardı ama Benfica maçından sonra sarfettiği bu cümleyi acaba Terim, Denizli gibi hocalar söylese manşet olmaz mıydı: Maça Ümit ve Baros ikilisi ile başlayıp 4-2-3-1 dizilişinden ödün vermeden oynamasını ve her 2 oyuncuyu birden sahaya sürmesini "takımdaki oyunculara defansif bir futbol oynayamayacapğımızı sahaya kazanmak için çıkacağımızın mejasını vermek için tercih ettim" demişti. Bu söz çok ama çok değerli ama dediğim gibi sadece Skibbe gibi uysal birinin ağzıından çıktığı için dikkate alınmadı oysa Terim veya Denizli söylemiş olsa idi manşetlerdeki yerien çoktan almıştı.

Özetle Skibbe bu takımda yıllar sonra oynanması gereken futbolun temellerini attı şimdi Rijkaard alıp onu daha yukarılara taşıyacak. Eminim bu takım total futbolu oynarken bir çokları tüm payı Rijkaard ve ekibine biçecek ama uzaklarda, Almanyada olup da bu futbolun başlangıcını yapan O Değerli İnsanı ben buradan selamlıyor olacağım.

Hiç yorum yok: