24 Haziran 2009

Biri İspanya'ya Dur Dedi!

Maçtan önce mutlak favori olarak görünüyordu İspanyollar, hatta finalin adı İspanya-Brezilya olarak konmuştu bile. Bu akşam da sadece bu formalitenin yarısını gerçekleştirmekten başka bir amaç taşımıyordu. İspanyollar da muhtemel Brezilya finali öncesi egale ettikleri Sambacılar'ın Rekoru'nu kırmak için böylesine bir rakip bulmanın rahatlığı içerisindeydiler. 36 maçlık yenilmezlik serisine ulaşarak yeni rekora sahip olacaklarından emindiler sahaya adım attıklarında. Tüm bu cümleler kağıt üzerinde kalan birer taslaktan ibaret kaldı, çünkü A.B.D'nin sahaya koyduğu müthiş performans göz önüne alınmamıştı.

Aslında daha 10 dakika geçmeden Birleşik Devletler'in maça ne kadar ciddi bir plan ile hazırlandığı meydana çıkmıştı. Bir defa topu bu kadar iyi kullanan bir takıma karşı oynuyorsanız rakibin bu pas organizasyonunu kurarak üzerinize gelmesini önlemeniz şart. Bu pencereden bakında A.B.D tarafında önde basarak İspanya'nın top yaparak üzerlerine gelmelerini engellemek ilk planlarıydı ki çok mantıklıydı bu hamle. Hatta Ömer Üründül maçın başında yadırgamış ve defansı ileri çizgi ahline çıkarmak olarak yorumlamıştı bu görüntüyü ama daha sonra İspanya'yı etkisizleştirmedeki etkisini görünce yorumlarını kesti. İşte bu pres ile kapacakları toplar ile çıkacakları hızlı hücumlar da planın önemli diğer parçasıydı. Maçında başındaki ilk 10 dakikalık dilim içerisinde buldukları 2 pozisyon sadece İspanyollar için değil aynı zamanda onları ciddiye almayan herkes için önemli bir uyarıydı. Attıkları ilk gol kurguladıkları planın çok iyi bir yansımasıydı. Hızlı bir hücum ve kötü son vuruşa rağemn gelen bol. 2. golde de yine hızlı ve seri adamları ile orta sahayı hızlı geçiş ve Ramos'un hatası ile birleşen öldürü darbe. Sahanın genelinde çok iyi alan daralttılar, defansta full konsantrasyon ile oynamanın artılarını sundular bizlere. Özellikle de Onyewu'nun performansı dikkat çekiciydi. İri yapısna rağmen oldukça seri ve topu oyuna iyi sokabilen bir oyuncu. Turnuva sonrası taliplerinin artacağı çok açık.

Benzer planı Barnebau'da ilk 30 dakika biz de çok iyi uygulamıştık. Tuncay-Nihat-Semih ile ileride başlayan pres ve orta sahanın da ileri çıkışı ile kapatılan boşluklar ile kitlemiştik İspanya'yı. Net 2 pozisyonu da bu dilimde bulmuştuk zaten. Geriye doğru çekildiğimiz analrda ise İspanya'nın baskısını daha fazla hissettik ve golü de bu anlarda gördük kalemizde. Amerika'nın bu akşam yaptığı en büyük doğru da maçın başındaki planı 90 dakikaya yaymak oldu. Tabiki bunda atılan golün getirmiş olduğu motivasyonun da etkisini belirtmek gerekiyor.

İspanya açısından bakılırsa da Iniesta'nın boşluğunu Fabregas + Alonso'nun dolduramaması çok dikkat çekiciydi. Riera'nın da kötü performansı da bu tabloya eklenince böylesine motive bir rakip karşısında çok zor durumlara düşebiliyorsunuz. Hatta Fabregas'ın çok daha erken oyundan alınması gerekirdi, geç bile kalındı aslında. İspanyol Takımın'ın genelinde de gerilim ve motivasyonsuzluk karışımı bir etki olduğunu da rahatlıkla söyleyebiliriz. İlk 45 dakikada fazlasıylı hissedildi bu hava.

Bir futbolsever olarak böylesine güzel bir maç izlemenin keyfini yaşamak düşüyor bizlere. İspanyollar'ın rekorunu görmeyi arzu ediyordum maçtan önce ama A.B.D'nin performansı karşısında da söyleyecek söz kalmadı. Final'de muhtemelen Brezilya ile oynayacaklar ama keşke hakemin Bradley'e gösterdiği o saçma sapan kart olmasaydı. En fazla sarı kart gösterilecek bir pozisyonda böylesine ağır bir karar ile takımın en önemli ismini finalden mahrum etti Urguaylı Hakem. Bu kararın final'de hem Bradley hem de Birleşik Devletler için önemli bir kayıp olacağı süphesiz.

Hiç yorum yok: