21 Ocak 2009

Sakaryaspor 2:4 G.antep BB.



Çarşamba akşamı işten çıktıktan sonra Sakarya'ya maç izlemeye gitmek dün verilen ani bir karardı. Aslında Galtasaray Altyapısı'ndan çıkan oyuncular ile yazdığım yazılarda da belirtiğimiz gibi canlı izlemek şart olmuştu Cafercan, Uğur, Özgürcan gibi oyuncular hakkında daha doğru değerlendirme yapmak için. Devre arasında 2. yarıda Gaziantep B.B'nin yakın çevredeki maçlarına bakınca ilk maçın Sakarya ile olduğunu görünce kafama koymuştum gitmeyi ama zamanla hatay meşgalesi unutturdu bu maçı bana taaki dün İsmet Paşa Stadı'nda Büyükşehir Belediye Takımı'nın idmanına denk gelen kadar. Antremana "kim bunlar diye" dışarıdan merakla bakarken birden Cafercan'ı görünce kafada ampul yanıverdi ve maçın bugün olduğunu öğrenince programa koyuverdim.

Tam saatinde yani 8'de staddaydım. Dün antremanın bir kısmını izlediğim Gaziantep ekibinin ayağa pas yapmadaki başarısı açıkçası bu maç için favori olmalarına yetiyordu benim açımdan. Tabiki bunda Sakaryaspor'un ligin son sırasında olmasının da etkisi vardı. Maçın geneline bakınca da beklentilerime uygun bir maç olduğunu söyleyebilirim. Sakaryaspor taraftar desteğine rağmen oyun içerisinde organize atak geliştirebilecek bir kollektif yapıdan uzak yapısı ile bırakın pozisyon bulmayı rakip kaleye şut atmayı bile becerme konusunda ciddi sıkıntılar yaşadı. Attıkları 2. gole kadar ilk gol ve Özgürcan'ın 2. yarının başındaki direği sıyıran şutu ile toplam 2 pozisyon buldular. İlk gol bir duran top organizasyonu ile geldi ve devre bu skorla bitti. Bu golden önce deplasman ekibinin Cafercan ve Uğur Erdoğan ile net pozisyonları vardı. Özellikle Uğur'un Cafercan'ın attığı ara pasında karşı karşıya kaçırdığı pozisyon gol olsa maç çok önceden kopacaktı.

2. yarıda Antep ekibinin teknik direktörü çok yerinde bir değişiklik ile Mehmet Ayaz'ı oyuna aldı ve bu hamle maçın kaderini değiştirdi. Mehmet Ayaz'ı da oldukça beğendim ama dama 27 yaşında olduğu için bu bahsi kapatıyorum. 2. Yarının ilk 12 dakikasında Mehmet -Uğur -Cafercan üçlüsü maça ağırlıklarını koyup skoru 3-1'e getirdiler. Mehmet'in attığı ilk gol görülmeye değerdi. Süratli bir şekilde defansın arasına dalışı, Uğur ile yaptığı verkaç, şık bir çalımla topu önüne alışı ve son vuruş, enfesti. 2. gol Uğur'dan geldi, 3. golde de Cafercan'ın "al da at" dercesine yaptığı asist var sahnede. Bu golden sonra Sakarya seyircisi Antepli oyuncuların yaptıkları pasları alkışlamaya başladı, "oley"ler çekilmeye başlandı takımlarının oynamış olduğu umutsuz futbolun oluşturduğu hayal kırıklığının yansımasıydı bu. 65. dakikada Cafercan'ın acemice gördüğü 2. sarı kart ile oyundan atılışı sonrası 10 kişi kalsalar da oldukça rahat bir oyunla deplasmandan 3 puan ile ayrılmayı bildiler.

Şimdi gelelim aslı kısma, bireysel performanslara yani. Özellikle Cafercan'ı izlemeye gitmişken 65. dakikada kırmızı kart görerek oyundan atılması kendi adıma şansızlıkdı. Neyseki Uğur Erdoğan yetişti imdadıma. Bu çocuk hep geri planda kaldı şimdiye kadar ama iddia ediyorum Yaser Yıldız'dan eksiği yok. En az onun kadar sürratli ve daha iyi bir tekniği var, sadece fizik olarak Yaser kadar uzun değil ama ikili mücadeleler de ayakta kalabiliyor. Cafercan'dan daha güçlü olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. En dikkat çeken özelliği çok süratli olması, defansın arasına güzel sızıyor, topu saklayabiliyor ve ceza sahası çevresinde faul alabiliyor. Hakettiği kadar konuşulmadı şimdiye kadar, kesinlikle daha fazla ilgiyi hakediyor. Yukarıda da yazdım, Yaser'de genç oyuncu ama altyapıdan çıkan oyunculara karşı hassasiyetimizden dolayı keşke bu şans Uğur Erdoğan'a verilse, umarım gelecekte çok daha iyi yerlerde görebiliriz O'nu.

Cafercan, takımı attığı gollerin içinde vardı ve kırmızı kart görmese muhtemelen daha fazla katkı yapacaktı. Tekniği direkt olarak dikkat çekiyor, özellikle bir oyuncu sol ayaklı ve teknik ise gözünüze hemen çarpıyor. Cafercan'da orta sahada topları alan ve takımın hücum organizasyonunu düzenleyen isim şu an takımda. Güzel paslar atıyor ve tüm duran topları O kullanıyor. En büyük eksiği oyunun savunma tarafında fazla yer almaması, durarak oynaması. Oysa oyunun iki yönünü oynayabilecek şekilde geliştirmesi gerekiyor kendisini, en azından benim beklentim bu doğrultuda. Hakem ile fazla uğraşıyor, gördüğü iki sarı kart da acemi işi. İlki itirazdan diğeri de serbest vuruşda düdükten önce oyunu başlatmasından. Galatasaray'ın eksiklerinden bahsederken Lincoln'ün yokluğunda oyunu organize edebilecek ayakalrın eksikliğinden bahsetmiştik, Cafercan elbette bu eksikliği tamamiyle dolduracak isim değil ama Ferdi, Serkan Kurtuluş gibi oyunculara verilen şansı fazlasıyla hakediyor kanımca. Yedek bile olsa, Lincoln'den Kewell'dan çok şey kapabilirdi. "Önümüzdeki yıllarda Galatasaray'da görebilir miyiz?" sorusuna net bir cevap veremiyoruz çünkü o bölgede Emre Çolak, Oğuz, Gökhan Öztürk gibi isimler de var. İşi daha zor yani. Yine de yaz kampına götürülüp oradaki performansına göre karar verilmesi çok daha doğru olacaktır.

Özgürcan için görüşlerim çok da olumlu değil di ki bu maçta da beklentilerime uygun bir Özgürcan gördüm. Sakarya gibi orta sahadan hücuma top taşıma noktasında ciddi organizasyonluk çeken bir takımda forvet olarak görev yapmak elbette kolay değil ama Özgürcan'ın çok daha hareketli olması gerekiyor. Muhtemelen ilerleyen dönemde Galatasaray A Takımı'nda kendisine yer bulamayacaktır ve PAF Takımın gol kralı olarak anılmaya devam edilecektir.

Efecan Karaca'da bir diğer Galatasaray etiketli oyuncu. Hareketli ve kıvrak bir oyuncu, aynı zamanda süratli. Sağ açık olarak oynadı, vasat bir performans gösterdi ama büyük takım için yeterli değil.

Evet, uzun zamandır düşündüğüm bir yazıyı yazmanın huzurunu taşıyorum. Genç oyuncuların değerlendirilmesi sadece bu yazı ile sınırlı kalmayacak, Beylerbeyi ve Gaziantep Belediye için canlı izleyeceğimiz maçlardan sonra değerlendirmelere devam edeceğiz.

Not: 20-21-22 Şubat tarihinde Güngören Belediyespor - Gaziantep Büyükşehir Belediye maçı oynayanacak. Bilginize...

2 yorum:

Adsız dedi ki...

teşekkürler emeğine, bu arada Cafercan ikinci forvet gibi oynayamaz mı mesela barosun yanında? (en azından ümit ve nondada daha iyi alternatif uğur ve cafercan (bkj ile kupa maçı sonrası görüşüm))

umut güneş

Sacit Tekin dedi ki...

Cafercan ile Kocaeli’de yapılan idman sırasında bende görüşmeye çalıştım ama vakit dardı, konuşamadık.

Cafercan 2. bir forvet gibi düşünülebilir elbette. Hatta teknik kapasitesi fazla olduğu için asist özelliğini kullanarak bayağı da gol attırabilir. Uğur Erdoğan’ın Yaser’den daha potansiyelli olduğunu düşünüyorum, ama mevcut anlayışta gerek gençlere bakış açısındaki falsolar gerekse de Ümit ve Nonda’nın tecrübelerine olan güven (güven duymanın haklılığı da ciddi biçimde sorgulanır bence) bu genç isimlerin önünü tıkayan esas etken. Yoksa şans verilirse Nonda ve Ümit in bu sene yaptıkları katkıdan daha azını yapmayacaklarından eminim.