08 Temmuz 2010

Dünya Kupası 2010: Boğalar Finalde - Almanya 0:1 İspanya













93 dakika boyunca  "Barcelona'da gayet kalabalık bir meydana İspanya'nın final maçını izleyebilme ihtimalini sevdim" ifadesi ile uyumlu bir şekilde izledim maçı. Pazar günü böyle bir imkana sahip olabilecekken Almanya'yı desteklemek çok da mantıklı olmazdı, o nedenle gayet mutluyum İspanya'yı finalde gördüğüm için.

Maç öncesi İspanya'nın istikrarsız futbolu ve Almanya'nın gerek İngiltere gerekse de Arjantin maçlarında aldığı farklı skorlar Panzerleri daha favori kılıyordu kağıt üstünde ama her iki maçta da karşılarında buldukları yumuşak ve ağır orta sahalar yerine bu defa tam ters kıvamda ve adamı pas manyağına çeviren mantaliteyi karşılarında bulacakları için ne yapacaklarını kestirmek o kadar da kolay değildi. Almanya orta sahası basan, oyunu 2 yönlü oynayabilen oyunculardan kuruluydu ve bu özelliklerini de pas futbolu yerine hızlı şekilde hücuma çıkma olarak sahaya yansıtıyorlardı. Bu açıdan bakınca topu sahanın her yerinde sanatkar edasıyla gezdirmeyi seven İspanyollar karşısında da uygulayacakları taktik:  takım olarak topu gerisinde durarak boş alan bırakmama, rakibe basarak topu rahat kullanmalarını önleme ve top kapıldığı zaman da hızlı şekilde hücuma çıkmak.

Bu 3 temel mantalitenin hangisini yapabildiklerine gelince öncelikle maçın bazı dönemlerinde hücuma hızlı çıkışlar yapıp 2-3 pozisyon bulsalarda takımdaki Barcelona egemenliği ile birlikte iyice içselleştirilmiş olan top rakibe geçince baskı uygulama sayesinde Almanya'nın hücuma çıkmaya fırsat bulamadan fazlaca top kaybı yaptığını gördük. Topu gerisine takım halinde geçme ve rakibe basarak top kullandırmama açısından da gayet iyi olduklarını söylemek mümkün.

Almanya'nın Müller'in yokluğunu Trachowski ile doldurma planının ise hiç işlemediği de ortada. Zaten bu tercihin Hamburglu oyuncunun oyun içi alışkanlıkları da göz önüne alındığında çok da mantıklı olmadığını söylemek mümkün. Hücumdaki etkisizliği Capdevilla'nın turnuva boyunca olmadığı kadar ileride görünmesine yol açtı. Sağ tarafta Ramos'un çıkışları alışıldık olmasına rağmen sol taraftaki bu görüntüde Müller'in yeriin doldurulamamasının da etkisi bir hayli fazla. Daha çok ortada oynayan bir oyuncunun böyle bir maçta çizgide vereceği verimin barındıracağı soru işaretlerini ön görmek gerekirdi ama oraya kim konabilirdi diye sorulduğunda da çok net cevap vermek de mümkün görünmüyor, belki Kroos olabilirdi ilk tercih.

İspanya tarafında köklü bir değişiklik göze çarpıyordu, aslında bu Del Bosque'nin daha oyuna başlarken yaptığı iyi bir hamle olarak da görülebilir. İleri uçta turnuva başından beri sırıtan Torres'in yerine Villa'yı çekip orta sahayı kuvvetlendirmek için Pedro'nun enerjisinden yararlanmak oldukça mantıklı bir düşünceydi. Bu dizilişle defans ve kalecinin önündeki 6'lının 5'i Barçalıydı ve oyun yapısı göz önüne alındığında Villa'nın da yeni bir transfer olmasına rağmen bu yapıya çok rahat ayak uydurabileceği zaten aşikardı. Bu 5 adama Alonso'da katılınca ve turnuva genelindeki vasat altı futbolun biraz üstüne çıkınca muazzam bir pas trafiği oluşuverdi hemen. Almanya'nın oyunu geride kabullenişi de bu trafikte ve oyunu rakip alana yıkmada oldukça etkiliydi ama İspanya'nın bu maça gayet iyi motive olduğu ortadaydı.

Maçın 2. yarısında golden önceki 10-15 dakikalık dilimde defansında ileri çıkışı ile mesafeyi daraltışları ve Almanya'yı kendi yarı sahasına hapsetmeleri, sağlı sollu atak girişimleri bir yarı final maçı için oldukça etkileyiciydi.

Turnuva öncesindeki 2 ay boyunca sakatlıklar ile boğuşan Iniesta'nın geçen maçtan itibaren turnuvaya ısınmış görüntüsü bu maç öncesi İspanya'nın şansını arttıran ana faktördü benim için ki maç genelinde de gayet iyi bir performans koydu ortaya.

İlk yarıda sağ taraftan yüklenmeye çalışan Ramos'un koşu yollarını tıkamayı başaran Boateng'in oyundan alınışı sonrası sol kanadı daha iyi kullanmaya başladı İspanya. Löw'ün bu tercihini yadırgadım ama Jansen'in daha ağır basan hücumcu özelliklerinden yararlanmak istediğini düşünüyorum, bunda kısmen de olsa başarılı oldu. İspanya golü öncesi Kroos'un kaçırdığı gol Jansen ile başlayıp, Podolski ile sağ tarafa doğru uzanmıştı.

İlk golü bulan tarafın maçı alma ihtimali oldukça fazlaydı. Almanya'nın ilk golü bulması halinde önceki 2 maçta olduğu gibi farkı arttırma ihtimali öne geçtiği maçlarda farkı arttırmakta zorlanan İspanya'dan daha fazlaydı. Buna rağmen özellikle Pedro'nun hayatının bencilliğini yaptığı pozisyon belki de kupaya mal olabilirdi. Yan taraftaki Torres'e "al da at" demek varken golü atmaya çalışmak üstelik hala karşında rakip varken bunu denemek tam sopalık bir hareketti. Muhtemelen bu sezon tüm kulvarlarda gol atarak önemli başarıya imza attıktan sonra Dünya Kupası'nda da gol atarak kulvar zenginleştirmesi yapmak istedi ama böylesine bir maç için fazlasıyla gereksizdi. Del Bosque'de oyundan alarak gerekli mesajı vermiş oldu zaten.

Şimdi finalde tarihinin belki de en iyi kadrosuyla 2 kez final oynayıp evine kupasız dönen Hollanda ile ilk kez final heyecanı yaşayan İspanya karşılaşacak. İspanya için Almanya maçı kadar kolay geçmeyeceği kesin, çünkü karşı tarafta daha tecrübeli bir takım var. Defansif bütünlüğü oldukça iyi ve hücumda da ne yapacağını kestirmek zor formda Sjneider, Robben gibi adamlar Van Persie gibi bir tehlike var. Uruguay maçında zaman zaman oyunun kontrolünü rakibine kaptıran Hollanda, Almanya'nın yaptığı gibi oyunu geride kabullenip hızlı adamları ile hücuma çıkmaya çalışacak, İspanya ise topa hükmeden yapısı ile rakip alanda daha fazla görünen ekip olacak. Tek maçlar üzerinden özellikle de kupaya uzanma motivasyonu var iken sonucu kestirmek zor ama benim gönlümden geçen takım İspanya.

1 yorum:

Unknown dedi ki...

Del Bosque torresin yerine villa'yı koydu çokda alternatifi yoktu açıkçası. Beni asıl şaşırtan Low'un oyunu orta sahada değil kendi sahasında kabul etmesi oldu. Bence turnuvanın en başarılı teknik adamı olan low taktiksel hatasını pahalı ödedi, oyunu geride kabüllenmesi almanlar üzerinde baskı oluşturdu ve hata yapmalarına neden oldu. Her ne kadar ispanya bu oyuna almanları zorladıda denebilirsede bence ilki daha makul. İspanyanın attığı gole bakarsak yan topta Puyol utanmasa orta sahadan koşup gelecekti, ..Ama ingiltere maçından sonra da söylediğim gibi Almanya'nın şampiyonluğuna gölge düşmüştü. Benim favorim baştan beri hollandaydı, Hollanda'nın sorunu fiziksel güclerinin yeterli olmaması, ara ara oyundan düşüyorlar, ama hollanda ilk 20 dakikada bir gol bulacak diyorum. Bence van Marwijk ve eski galatasarylı dostumuzun Del bosque finalde sürprizleri olacaktır