01 Temmuz 2011

Basketbol'da bir Tarih Daha...













  Basketbolda tarih yazmaya devam ediyoruz, 2000'li yıllarında başında erkek takımı ile başlayan basketbol atılımı ilk olarak ülkemizdeki biri Avrupa Şampiyonası diğeri de Dünya Basketbol Şampiyonası'nda olmak üzere 2 gümüş ekletti müzemize.

Kadınlarda ise tarihimizde ilk kez böylesi bir turnuvada final oynama başarısını yakaladık bu akşam. Polonya'daki Avrupa Şampiyonası'na kötü başlangıç yapan sonrasındaki her maça kader maçı havasıyla çıkan ekibimizin dün turnuvanın kaybetmeyeni Karadağ'ı bugün ise son şampiyon Fransa'yı eleyerek adını finale yazdırması ancak ayakta alkışlanır. Erkek Basketbol takımımın 2001 -2010 arasında sadece 2006'daki Japonya'daki Dünya Şampiyonası'nda bizleri tatmin eden bir oyun ile çıkmıştı karşımıza ama genel eğilim genelde iyi başlanan turnuvayı sonrlara doğru düşen bir ivme ile biraz beklentilerin gerisinde kalarak bitirmekti.

Bu akşam ise tam aksine turnuvaya yapılan kötü başlangıcın ardından giderek ivmeyi yükseltenbir takımla karşı karşıya olduğumuz gördük. Potaın Perileri turnuvada daha önce farklı yenildikleri Rusya karşısına çıkacaklar, favori olmadığımız kesin ama şartların önceki maçtan farklı olduğu kesin. Çeyrek Final ve Yarı Final'de elediğimi takımlara bakınca da "acaba diye içimden geçmiyor değil hani".

Son 2 söz:

1) Ağlayan Fransız çocuk'un gözyaşları, içtenliği üzüntünün  fotoğrafı olarak çerçevelitilip duvara asılır.

2) Birsel Vardarlı'nın basketbol stiline hastayım yanına da turnuvada olmasa da Esmeral'i de yazayım.

Hiç yorum yok: